Giriş
(8)

Kaynım ne demek?

rewlack
1.Kaynım deyince kimi kastetmiş oluyorlar?Kayın baba? Kayın anne? 2. Görümcenin erkeğine ne denir?(erkek olanına yani kız kardeş yerine erkek kardeş olunca)3. Baldızın erkeğine ne denir? (yukarıdaki açıklamanın aynısı)Teşekkürler
1.Kaynım deyince kimi kastetmiş oluyorlar?
Kayın baba?
Kayın anne?

2. Görümcenin erkeğine ne denir?(erkek olanına yani kız kardeş yerine erkek kardeş olunca)

3. Baldızın erkeğine ne denir? (yukarıdaki açıklamanın aynısı)


Teşekkürler
0
rewlack
(08.04.21)
kaynim = kayinbiraderim = gorumcenin erkek versiyonu = baldizin erkek versiyonu
0
pide
(08.04.21)
1. kaynın tekil kullanımı ben pek rastlamadım. kaynımlar, kaynımgiller; eşin ebeveynleri demek, tekil kullanırsanız, kaynana; eşin annesi. kayınbaba; eşin babası.
ekleme; kaynımgiller; eşin tüm ailesi de kastedilir. annesi, babası, kız ve erkek kardeşleri.

2. görümce; gelinin eşinin kızkardeşi için kullanılan bir tabir. gelin ya da koca farketmeksizin erkek kardeş olursa her ikisi için kayınbiraderdir. kayınço erkeklerde ağırlıklı olmak üzere sık kullanılan bir tabir.

3. 2.madde belirttiğim üzere eş farketmeksizin eşin erkek kardeşlerine kayınbirader, kayınço denir.

4. bu da benden olsun. iki kızkardeşin eşleri birbirlerine bacanak diye hitap ederler. anadoluda karşılıklı kuzen evliliği yoğun olduğu için iki erkek kardeş aynı kız kardeş kuzenleriyle evlenebilir. hem kardeş hem de bacanak olabilir. sık gördüğüm durumlardan biri.
0
phonex
(08.04.21)
1. eşin erkek kardeşine kayın denir. erkek ya da kadın fark etmez.
2. ve 3.'de de kayın/kayınbirader/kayınço denir.
0
rose parks
(08.04.21)
1- kocanın erkek kardeşi
2- kayın
3- kaayınbirader/kayınço
0
cilekli krep
(08.04.21)
Rose parks ve çilekli krep +1

Kayın kelimesini daha çok gelinler kullanır, kocalar kayınço/kayınbiraderi kullanır.
0
epitaf
(08.04.21)
Bir erkeğin diğer bir erkeğe kaynım dediğini hiç duymadım. Duyduğum örnekler hep bir kadınının, kocasının erkek kardeşinden bahsederken kullandığı durum.
0
vudin
(08.04.21)
"kayın" demek ecnebicedeki "in law" tabiri, yani "eş yoluyla" anlamına geliyor.

1. "kaynım" diye kast edilen kişi kadının kocasının erkek kardeşi.

2. bütün sorularının cevabı aynı yere çıkıyor. "kayın", "kaynım" diye buna deniyor işte, görümcenin erkeği.

3. bu da mantık olarak aynı, ama tersi. ama buna da "kayınbirader", kısaca "kayınço" deniyor.

hiçbir erkeğin, eşinin erkek kardeşine "kayın", hiçbir kadının da kocasının erkek kardeşine " kayınço" dediğini duymadım.

kısaca erkeğin eşinin erkek kardeşi kayınço, kadının eşinin erkek kardeşi kayın.
0
kibritsuyu
(09.04.21)
"Kaynım bana kaydı" diye bir tabir var. Bu durumda kadının kocasının erkek kardeşine hitabı gibi duruyor.
0
nickini degistiren yazar
(09.04.21)
(4)

faiz sorusu

nickini degistiren yazar
arkadaşlar soru resimde.https://hizliresim.com/M9GIww
arkadaşlar soru resimde.

hizliresim.com
0
nickini degistiren yazar
(02.03.21)
c

edit: yıllık faiz oranı 0,06. onu aylığa çevirmek için 12ye bölüyor. artış oranını hesaplamak için 1 ekliyor ve çıkan sonucun 12 (ay) x 5 (t=yıl) = 60 kuvvetinden üssünü buluyoruz. bu çıkan sonucu ana parayla çarpınca, hoppala ve de cuppala sonuç

edit 2: test yöntemi

çıklarda 12t li 3 şık var, demek ki t li bir şey öteki şıkkı ele. faiz miktarı paramızı artıracağından dolayı hesabımızdaki miktar düşmüş olamaz. b ile d yi de böyle eledik
0
oekuklu
(02.03.21)
bana da c gibi geldi. ama cevap anahtarı a diyor.
0
🌸nickini degistiren yazar
(02.03.21)
a olması imkansız. t ye bağlı bir fonksiyon vermiş eşitliğin sol tarafında. sağında t olmaması imkansız
0
oekuklu
(02.03.21)
tamam. çok teşekkürler. cevap anahtarı hatalı galiba.
0
🌸nickini degistiren yazar
(02.03.21)
(6)

Sözlükte neden bu kadar çok muhakemeden yoksun, algıya kapılan insan var?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Sözlükte çok denk geldiğim bir durum var. Mesela bir olumsuzlukla ilgili bir başlık açılıyor. Millet doğruluğuna yanlışlığına bakmadan hemen atlıyor, esip gürlüyor, eleştiriyor, direk başlıktan okuduğuyla yorum yapılıyor. Dur bi iyice oku, nedir ne değildir bir düşün, karar ver, o
Merhaba arkadaşlar,

Sözlükte çok denk geldiğim bir durum var. Mesela bir olumsuzlukla ilgili bir başlık açılıyor. Millet doğruluğuna yanlışlığına bakmadan hemen atlıyor, esip gürlüyor, eleştiriyor, direk başlıktan okuduğuyla yorum yapılıyor. Dur bi iyice oku, nedir ne değildir bir düşün, karar ver, ona göre yorum yap. Yok illa sazan gibi atlayacaklar, sanki pusuya yatmışlar, o başlığın açılmasını bekliyorlar. Özellikle mahsus açılan trol başlıkları çok güzel sazan turnusolü görevi görüyor. Doğru şeyler yazanları görmek için özellikle inceliyorum, sayıları bir elin parmaklarını geçmiyor.

Mesela şimdi sözlüğe girdim,
eksisozluk.com

Bu başlık açılmış. Trol bir başlık olduğunu düşünüyorum. Çoğu entryde de hep aynı şey yazılmış "Daha ilk günden böyleyse bla bla". Yanlışım varsa düzeltin ama bu Covid-19 meretinin belirtileri belli bir süreden sonra ortaya çıkmıyor mu? Ben mi yanlış biliyorum? Millet bir gün içinde ne kadar çabuk virüsü kapıp belirtileri gösterip test olup pozitif olduğunu görüyor?

Bu akıma kapılmayanların düşüncelerini belirttiği entryler de var ama diğerlerinin yanında esameleri okunmaz. Siz ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(02.03.21)
İlk olarak başlık troll değil. Veriler doğru.

İkinci olarak, söylediğin doğru. Bazı yasakların sona ermesinin günlük vaka sayısına henüz etkisi yok. O yüzden bahsettiğin o tarz entry'leri yazanların ekseriyeti mal.

Bunda şaşılacak bir şey yok. Çünkü sözlük son birkaç yıldır "ne kadar çok kullanıcı, ne kadar çok içerik o kadar çok para" politikasıyla yönetildiği için ne kadar boş adam varsa sözlüğe yığıldı.

zaten gece 11-12'ye doğru gündemde yükselen başlıklara bir bak ve örneğin "dertleşecek insan veritabanı" başlığına bir gir yazar profilini daha iyi anlarsın. sadece futbol konuşan ve bu tip başlıklara "25 santim aletim var" diye yazan adamlardan muhakeme yaplamarını bekleme bence.
0
himmet dayi
(02.03.21)
en çok da firma rezaletlerinde oluyor bu. adam yazıyor şu firma şu kadar paramı iç etti. şu kurye beni dövdü. ortada hiçbir kanıt yok. ama herkes sanki başlığı açanın iddiaları %100 doğruymuş gibi firmaya döşüyor. sanki yıllarca bunun için beklemişler gibi.
0
nickini degistiren yazar
(02.03.21)
İnsanların %99.99'u önce düşünüp sonra bir konu hakkında yargıya varmaz. Önceden gelen kabulleri vardır, gelen veriyi o kabul içinde bir yerlere oturtur, rasyonalize eder.

Yani sokağa çıkma yasağı kalkınca vaka sayısının artacağına inanıyor adam, bakıyor ilk gün şu kadar vaka olmuş, "aa ben demiştim" diye yapıştırıyor. Tam tersi gibi vaka sayısının artışına bakıp, sonra sebeplerini sorgulayıp, en son yasakların kalkması olduğu sonucuna varmıyor yani, tersten işliyor süreç.

Bu "tersten işleme" olayı aslında insanın yapısını düşününce çok normal. "Balık niye yüzüyor" diye değil, "bir şey yüzüyorsa balıktır" diye düşünüyoruz, çünkü böylesi pratikte çok daha faydalı. Son birkaç yüzyıl (ve onda da toplumun çok küçük bir kesimi hariç) böyle bir şeye hiç ihtiyacı olmadı insan beyninin. Bir faydası ya da amacı yoktu, olsa bile bunu yapacak enerjimiz/kaynağımız yoktu.

Default'u o yani, tam tersi için özel bir eğitim gerekiyor.
0
plutongezegendegilmi
(02.03.21)
Ezici sebep kalabalık olması. Yazarken özenmiyor insanlar artık. Çünkü yazdığın şey çok büyük ihtimalle kaybolacak. Ayrıca ilk yazılar öne çıkyor, düşünmeye ya da referans aramaya vakit bırakmıyor bazı yazarlar.

Sadece bu da değil, reasoning de yok artık. Destekli bir argüman hak getire, geçir lafı topla favları.

Bir de şey komik, ilk 10 entry resmen geriye kalan entryleri şekillendiriyor. Bir tür "mahalle baskısı" veya tersi "aynı fikirdeki kalabalığın gürültüsü" çok şiddetli.
0
tey tey
(02.03.21)
İlk 5 sayfaya şöyle bir göz gezdirdim de; bence o kadar da vahim bir görüntü yok. Vaka sayısındaki ani artışı, ciddi ciddi dün itibarıyla yasakların gevşetilmesine bağlayan çok fazla girdiye rastlamadım. En azından sözlük ekseriyetinin muhakeme yetisinden şüphe duyacak kadar yoğun görünmediler bana. Ben mi kanaatkar yaklaşıyorum yoksa? İnsan aklı, yaradılışı gereği art arda gelen iki olay arasında neden-sonuç bağı kurmaya eğilimli zaten; buna bir de en az düşünce sarfiyatı gerektiren yargıya hemencecik atlama huyumuz eklenince, doğal olarak bu tür yüzeysel yorumlar ortaya çıkıyor. Çok da takılma bence, manyak olursun :D
0
huçi kuçi
(02.03.21)
muhalifi olsun, yandaşı olsun genel bir düşünce ve sorgulama tembelliği var insanlarda. yandaş tabanı zaten hiç sallamıyorum ama nispeten daha okumuş olması gereken muhalif tabanda da kötü bir şey gördüğün anda --> inan --> abart --> yay algoritması çalışıyor. bunu insanların kötümserlik yayarak, kendi kötü durumları hakkında kendilerini iyi hissetmeye çalışmaları ile açıklıyorum kendimce. yani bak her şey çok kötü zaten, ben kötüyüm ama beni boşver yalnız değilim, modu var.
0
roket adam
(02.03.21)
(8)

akran zorbalığının nedeni nedir?

kiriko
Arkadalar özellikle lisede ortaokulda bunu sıkça görüyoruz.Zayıf olanı ezme dışlama şekil bozukluğu olanı hor görme gibi davranışlar olarak ortaya çıkıyor.Bunun nedeni nedir?İnsan zayıfa acımalı onu desteklemeli değil mi?İnsan neden kötüdür kötü olarak mı doğar yoksa bunun altında başka sebepler mi
Arkadalar özellikle lisede ortaokulda bunu sıkça görüyoruz.Zayıf olanı ezme dışlama şekil bozukluğu olanı hor görme gibi davranışlar olarak ortaya çıkıyor.Bunun nedeni nedir?İnsan zayıfa acımalı onu desteklemeli değil mi?İnsan neden kötüdür kötü olarak mı doğar yoksa bunun altında başka sebepler mi var sizce?
0
kiriko
(16.02.21)
bence evinde,çevresinde zorbalık gören çocukların bunun iyi bir şey olduğunu düşünüp kendi çevresine yansıtması.

zira insanlar ne kadar sağlıklı ki çocuklar sağlıklı olacaklar o yaşta?idrak çağına gelinceye kadar da bunlar maalesef oluyor.
0
drako
(16.02.21)
Şu makaleyi okuyabilirsiniz.
dergipark.org.tr

"Türkiye’de Yapılan Çalışmalarda Akran Zorbalığının Bazı Değişkenlerle İlişkisi" bölümünde biraz nedenlerine yer vermiş.
0
la traviata
(16.02.21)
evde mutsuz olan ve evde ezilen çocukların dışarıda kendini kanıtlamak istemesi ile alakalı.
0
roket adam
(16.02.21)
çünkü birbirlerine üstünlüklerini göstermek istiyorlar. insanlar büyüyünce birbirlerine üstünlüklerini kazandıkları parayla, sahip oldukları mevkiyle gösteriyorlar. tabii çocukken böyle imkanlar yok. onlar da ellerinden geldikçe üstünlüklerini gösteriyorlar.

bir de ortaokulda, lisede daha havalı oluyor zorbalar. kızların ilgisini çekiyorlar.
0
nickini degistiren yazar
(16.02.21)
Bana oldukça doğal geliyor bu olay, yani tavuklar da mesela birbirlerini gagalayıp duruyorlar aralarındaki sosyal hiyeraşiye karar verene kadar. Onun insan versiyonu.

Sıkıntı çocuklar nerede duracaklarını bilmiyorlar ya da bu işin daha "incelikli" yollarını öğrenemiyorlar, çünkü başlarında bunları öğretebilecek bir büyük yok.

Bu zorunlu temel eğitim olayının öncesinde çocuklar hep büyükleriyle birlikte yaşıyordu ve bu olaylar nasıl oluyor öğrenebiliyorlardı. Şimdi başlarında bir büyük yok, kendi başlarınalar, dolayısıyla birbirlerine ciddi zarar verecek kadar ilerleyebiliyorlar. Halbuki başlarında bu işi öğrenebilecekleri büyükler olsa hem o kadar zarar vermezler, hem de kaybedenler daha iyi başa çıkma mekanizmaları geliştirebilirler.
0
plutongezegendegilmi
(16.02.21)
çocuklar oldukça korkunç varlıklar olabiliyorlar. empatiden de yoksunlar genelde, toplum içinde bunları yapamadıkları zaman büyümüş oluyorlar.

çocuk zorbalığı adına iyi bir film önerisi www.imdb.com
0
neverguesser
(16.02.21)
Mutlu ailenin ders notlari yuksek cocugu da zorba olabilir.

Yukarida verilen kumes ornegi gercekten cok basarili. Cocukluk ve ergenlik acik ve gizli sosyal hiyerarsilerdeki yerimizi saglamlastirdigimiz donemler. Sevilmek, begenilmek, saygi gormek vs... icin cok uc noktalara gidebiliyor insanlar.

Dislanan ve zorbaliga ugrayan cocuklar genelde buyuk kitleye uyumlu olmayan bir goruntu, dusunce veya davranis icinde oluyorlar. Bu ozelligin grupta kabul gormediginin disarida da bilincaltinda da onaylanmasi gerekiyor. Zorbalardan baslayarak herkes cikinti olana zorbalik yapip gruba ne kadar uyumlu oldugunu kanitlamis oluyor.

Yakin vakitte "cringe" kavrami hakkinda da baglantili bir seyler izledim. Orada da gruba uymayan ve bunun farkinda olamayacak kadar sosyal analizden yoksun insanlara karsi "cringe" duygusunu hissederek icten ice kendimizin uyumlu bir birey oldugunu onayliyor ve uyumsuz olmanin ne kadar kotu oldugunu kendimize hatirlatiyoruz.
0
cleric
(16.02.21)
eğitim ya da kültürle baskılanamayacak şekilde kötülük ve şiddete meylimiz olduğunu düşünüyorum. psikologlar - antropologlar bunu destekler nitelikte şeyler söylüyorlarmış.
0
zgrydn
(16.02.21)
(2)

Konsol üssü- murat Sönmez'in olayi nedir?

vanhad
Evet arkadaşlar bu adamın olayı nedir?Yani herif 50 yaşına merdiven dayamış, hala çoluk çocuk oyunları oynuyor canlı yayında.Para için mi tüm olay? İyi kazanıyorlar mi bari böyle?
Evet arkadaşlar bu adamın olayı nedir?
Yani herif 50 yaşına merdiven dayamış, hala çoluk çocuk oyunları oynuyor canlı yayında.

Para için mi tüm olay? İyi kazanıyorlar mi bari böyle?
0
vanhad
(14.02.21)
Keyif aldığı işi yapıyor, yaşın önemi var mı? Bir bakış açısına göre tüm oyunlar çocuk oyunu da diyebiliriz. İyi kötü işi sürdürebilecek kadar kazanıyor ki devam ediyor.
0
signore
(14.02.21)
Adam sevdiği işi yapıyor. Bir de üstüne gecinebilecegi kadar para kazanabiliyorsa ne mutlu ona.
0
nickini degistiren yazar
(14.02.21)
(20)

duyuruculara soru: niye burada soru cevaplıyorsunuz

roket adam
son dönemde mesai süresince işten arta kalan vaktimde burada antin kuntin sorulara cevap vermek gibi bir motivasyon kazandığımı fark ettim. bi baktım ki neredeyse 8 bin cevap olmuş. acaba başkalarına yardım ettiğimi düşünerek kendimi tatmin mi ediyorum, yoksa soru cevaplayında egomu mu tatmin ediyor
son dönemde mesai süresince işten arta kalan vaktimde burada antin kuntin sorulara cevap vermek gibi bir motivasyon kazandığımı fark ettim. bi baktım ki neredeyse 8 bin cevap olmuş. acaba başkalarına yardım ettiğimi düşünerek kendimi tatmin mi ediyorum, yoksa soru cevaplayında egomu mu tatmin ediyorum, yoksa öğrendiğim bir çok şeyi internetteki random insanlardan öğrendiğim için bir nevi bunu geri mi ödüyorum bundan emin değilim. arkadaş kazanmak ya da tanınmak gibi bir motivasyonum da yok, aksine tam tersine tanınmamak ve anonim kalmaya devam etmek istiyorum. o zaman neden?

siz neden burada vakit harcayıp soru cevaplıyorsunuz?
0
roket adam
(31.01.21)
ben de bilmiyorum. vaktimin o kadar değeri yok demek ki.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(31.01.21)
Birilerine akıl vermek hoşuma gidiyor, fikirlerimin ortalama bir insandan daha faydalı olduğunu düşünüyorum çünkü. Egomu tatmin ederken insanlara da fayda sağlıyorum; bence win-win.
0
Jux
(31.01.21)
digital oyun oynamak gibi.
ana sorun modern insanın aslında çok boş vakti olması ama değerlendircek ciddi bir amacının olmaması.
0
aslindasorunumpsikolojik
(31.01.21)
jux+1 telefonlara ilgiliyim mesela veya bilgisayar donanımlarına. fikir almak isteyenlere yardımcı oluyorum.
bilmediğim konularda da duyuru açıp yardım alıyorum .
0
papuayenigine02561
(31.01.21)
Emin olduğum konularda yanıt yazıyorum. Yararlı olmak için.
Ayrıca okuduklarımdan ben de bir şeyler öğreniyorum.
0
pro9it9is9
(31.01.21)
Benim için üçü de ayrı ayrı geçerli
0
kisa
(31.01.21)
Bilgiyi yayarsam insanlara daha faydalı olduğunu düşünüyorum. Seninkinin tam tersi egolu insan bunu yapmaz.
0
etna
(31.01.21)
öğrenme ve öğretme iyi bir his. Bazen daha iyi bilip cevaplamak ego tatmini de sağlıyor bence(birine normal hayatta da niye fikir veririz ki zaten? iyi olmasını istediğimiz için de olabilir ama duyuruda bu geçerli mi emin değilim)

bu arada daha önce duyurudan biri fiziksel olarak bir yere gidip benim için bir yere bakmıştı. Sonra ben de yurtdışındayken buradan birinin Türkiye'de bulamadığı kitabı bulup kargolamıştım (o da bana dvd hediye etmişti benzer fiyatlı) o şekilde borcumu ödedim sanki. İlginç bir histi.

edit: genel olarak burası yalıtılmış ve az çok kafa dengi insanların olduğu bir yer o yüzden de bağımlılık yapıyor bence.
0
nhk ni youkosu
(31.01.21)
bilmem, takılıyorum işte ^^
0
pati
(31.01.21)
yardımlaşmanın ve toplum olmanın anlamına inandığım için burada bir şeyler yazıyorum. ayrıca evrimsel süreçte topluluk olarak hareket eden canlılar haline geldiğimizden yardımlaşmak beni iyi hissettiriyor.
0
alperz
(31.01.21)
yirmili yaşlarımın başında sözlük hesabımla aktif olarak kullanıyordum duyuruyu. o zamanlar ego tatmini yapmak için cevaplıyordum. çok bildiğimi düşündüğüm için burada da ahkam kesmekten geri kalmayım hesabı:) sonra uçuruldum sözlük sağ olsun. eksikliğini hissetmemiştim ta ki pandemi yüzünden asosyal olana kadar.
şimdi evden çalıştığım için boş vakitten tekrar takılmaya başladım. alanımla ilgili sorulan bir şey varsa yazmak işe yarar hissettiriyor.

bir de nhk ni youkosu +1. daha kafa dengi insan var burada. duyurudan birisine daha önyargısız yaklaşabiliyorum.
0
juliette
(31.01.21)
Ben seviyorum. Samimi de buluyorum ayrıca diğer tüm sosyal medya uygulamalarına nazaran. Hatta aktif olarak kullandığım, derdimi ya da fikrimi paylaştığım tek mecra.
0
allah yazdiysa bozsun
(31.01.21)
canım sıkılıyor
0
passion rules the game
(31.01.21)
Bende 1 yumurta var, sende 1 yumurta var.
Ben sana 1 yumurta versem, sen bana bir yumurta versen, bende 1 yumurta sende 1 yumurta olur.
Bende 1 bilgi var, sende 1 bilgi var.
Ben sana 1 bilgi versem, sen bana 1 bilgi versen, bende 2 bilgi, sende de 2 bilgi olur.

-Konfüçyüs

Facebook köşe yazarlığını bir kenara bırakırsak da, can sıkıntısı, sosyalleşme, zaman geçirme diyebilirim. Bilgi alıp verirken de mutlu oluyorum ayrıca. Veya farklı hikayeleri dinlerken. Hem ananiyim* bir şeyler sormak keyifli ^^

Yoğun dönemlerde unutuyorum ama burayı. Bazen sıkıcı da geldiği oluyor.
0
ananiyimioguz
(31.01.21)
Çünkü yalnızım. Burası ekşi sozluk'e kıyasla daha samimi ve nezih bir ortam gibi geliyor bana.
0
nickini degistiren yazar
(31.01.21)
Egomu tatmin ediyor
0
freebird5406_2
(31.01.21)
valla bende özel bir sebep yok sadece iletişimde olmak hoşuma gidiyor
0
basond
(31.01.21)
İşsizim ve bir şekilde iletişim kurmuş oluyorum. Hemde bildiğim bir konuda yardımcı oluyorsam bu beni mutlu ediyor
0
rapisa
(01.02.21)
"Bilgi paylaştıkça çoğalır" mottosuna inanıyorum, bildiğim bir şeyi bilmeyene söylemek (öğretmek haddime değil) tatmin ediyor sanırım.

Bazen de özel mesajla "Allah razı olsun" mesajı alıyorum ki duble sevinç oluyor, hiç belli olmaz belki de buradan bir Allah razı olsun ile öbür tarafta günahlarımızdan biri bağışlanır :)
0
John Bloor
(01.02.21)
Gazetelerdeki kare bulmacaları çözmenin değişik bir versiyonu bu.

Sorulan bir şeyin cevabını biliyor olmak haz veriyor insana.

Bildiğini paylaşırken yeni bir şeyler öğreniyor olmak da cabası.

Boş vakit değerlendirmenin güzel bir yolu.
0
Mirket
(01.02.21)
(5)

angela merkel'in soyadı neden merkel?

avatar is back
merak edip hayatını araştırırken fark ettim, aile soyadı kasner ve ilk evliliğinde eşinin soyadını alarak merkel'i kullanıyor. ancak daha sonra boşanıyor. şu an ise 98 yılından beri Joachim Sauer ile evli. ama ne şimdiki eşinin soyadını ne de kızlık soyadını kullanmıyor.özel bir sebebi mi var kültür
merak edip hayatını araştırırken fark ettim, aile soyadı kasner ve ilk evliliğinde eşinin soyadını alarak merkel'i kullanıyor. ancak daha sonra boşanıyor. şu an ise 98 yılından beri Joachim Sauer ile evli. ama ne şimdiki eşinin soyadını ne de kızlık soyadını kullanmıyor.

özel bir sebebi mi var kültürel bişey mi bu tam olarak neden merkel soyadını kullanıyor?
0
avatar is back
(24.01.21)
Büyük olasılıkla Merkel soyadını taşıyorken tanınır hale geldi, sonradan değiştirmek istemedi.
0
signore
(24.01.21)
+1 @signore

almanya'da bence partnerler arasında soyadı takıntısı yok. bazı kadınlar eşinin soyadını almıyor bile. hatta eşinin soyadını alan erkekler bile var.
0
a man alone
(24.01.21)
kendisi bir fizikçi ve akademisyen. akademi camiasında soyadı değiştirmek sıkıntılı bir şey.
0
nickini degistiren yazar
(24.01.21)
O soyadla tanındığı için +1 Bizde de böyle bir durum var. Boşansan bile bazı durumlarda eşinin soyadını taşımaya devam edebiliyorsun.

Tmk 173/2: Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir.
0
kojonotsuki
(24.01.21)
yukarıdakilere ek olarak almanyada kendin bir soyadı seçebiliyorsun. veya aile kurarken bizim ailemizin soyadı artık ne benim ne eşiminki "x" olacak diyebiliyorsun zaten.
0
rewlack
(24.01.21)
(20)

28 Yaşında Sıfır Birikim Yapmış Olmak

yanqoue
Ev yok, araba yok.Sizce anormal bir durum mudur?
Ev yok, araba yok.

Sizce anormal bir durum mudur?
0
yanqoue
(23.01.21)
Bende de yok ilginçtir ki olmayacak gibi, bir şeyler kaybediyoruz da du bakalım
0
olaylar olaylar
(23.01.21)
Degil hocam bunlar kıstas değil daha gençsin
0
opitseri
(23.01.21)
kaç yıl çalıştığına ve ne kadar kazandığına bağlı.
0
jelly bear
(23.01.21)
türkiye şartlarında normal.
0
drako
(23.01.21)
Türkiye şartlarında gayet normal. Ne kazanıyoruz ki ne birikim yapacağız?

"Birim" değil de "Birikim" olacak bu arada. İstersen güncelle hocam
0
hümanist tabutçu
(23.01.21)
Gayet normal.
40’larında bile araba sahibi olamayabilirsin.
50’lerinfe bile ev sahibi olmayabilirsin.
0
otopsicocugu
(23.01.21)
37 yaşındayım, maddi birikimim sıfır. Borcum da sıfır. Anı biriktirdim ben tonlarca, çok da memnunum. 40'tan sonra maddi birikim yapmaya başlarım herhalde, malum 40 sonrası riskler artıyor. Sen daha gençsin, borcun yoksa ve mutlu/huzurlu bir hayat yaşayacak kadar kazanıyorsan Türkiye şartlarında çok büyük bir kesimin önündesin zaten.

Ev aldım diyenlerin çoğu aslında ev almıyor, 30 yıl borçlanıyor. Ev bankanın. Elbette kira ödemek yerine ev için taksit ödemek -eğer bir yere yerleşiksen ve makul bir ev bulursan- mantıklı ama sırf yeni diye neredeyse 1 milyon lira verip merkezden uzakta ortalama bir daire alacağıma kira öderim ben. Tabii ki bu benim tercihim.
0
faati
(23.01.21)
Gayet normal bir durum
0
pass
(23.01.21)
Normal.
0
silver apple
(23.01.21)
Sorun şu ki 40-50 bin biriktirseniz bile hiçbir şeye derman olmayacak. Ne ev alırsınız ne araba. Bu 100 bin olsa bile böyle.

100 bine aldığınız araba da çok matah bir şey olmayacak bu arada.

Çünkü Türkiye'de böyle artık. Öyle bir boktan döneme denk geldik ki, bitsin de kurtulayım gözüyle bakıyorum artık hayata.
0
deveyidiken
(23.01.21)
ya ben burda birikime değil de mesela araba kullanıyor musun? yeri gelir kiralarsın yeri gelir ailenden alırsın falan. tamamen uzak durulması arabadan, dolayısıyla arabayla gidilebilecek yerleri denemek istememek bana ilginç geliyor.bu konu dışı glb di mi.

parasal bazda bakarsanız normal bir şey genelde o yaşlarda ev, araba sahibi olmak için ya babadan ya da döviz kazanarak elde edilir türkiye'de diye düşünüyorum. 3-4 sene önce olsa muhtemelen 28 yaşındakiler alıyordu peugeot bilmem ne ama şu anda bırak 28 yaşındakini babam bile zor alır yeni araba klsjflk. araba=min 100tl dersek 22 yaşında mezun biri asgari ile başlıyor desek hesaplayınca iphone bile zor alır iki senede ne evi yeaa
0
ala09
(23.01.21)
Ev ve araba çok dert değil ama 28 yaş için sıfır birikim normal falan değil.
0
alfred
(23.01.21)
ailen zengin değilse ya da güvendiğin ayrı bir mecra yoksa işsiz kalmamak için yatıp kalkıp dua etmen lazım. bu insanın iş performansına da olumsuz yansır, stres yaparsın, risk alamazsın, risk alamazsan yükselemezsin, başka iş fırsatı çıkar riske giremediğin için değerlendiremezsin. aylık gelirini aşan bir ihtiyacın olur, tatil istersin atıyorum aman halledeyim şuradan diyemezsin, iyi bir yatırım fırsatı çıkar peşinatın olmadığı için değerlendiremezsin vesaire, vesaire.

ya da hayattan beklentisi minimum bi insansındır, çadırda yaşarım ekmek yerim dersin, o zaman yukarıda saydıklarım geçerli değildir tabii. evin araban olmayabilir kolay şeyler değil bunlar ama hani 23'ten 28'e kadar çalışan bi insanın kenarda en azından birkaç maaşlık parası olması lazım.
0
roket adam
(23.01.21)
Sizin sucunuz degil arkadaslar. Buyuklerinize kizip onlari sorumlu tutacaksiniz.
0
dunal
(23.01.21)
Gelire göre değişir normal olup olmaması.
0
elorelia
(23.01.21)
yaş 26 kenardaki 30k dışında hiçbir şeyim yok. mezun olduğum sene golfler 60 bin civarıydı şu an 3 katı. bizim bölgede 300 bin liraya sıfır ev alınıyordu şu an 500'ün altında ilan yok. normal bir durum çünkü ülkede her şey son 3 yılda 2.5-3x arttı maaşlar aynı. borçlanıp araba alayım diyorum 150 binin altında 2015 model üzeri temiz araba yok
0
golgi aygıtı
(23.01.21)
Senin suçun değil. Ama kenarda 15-20 bin liran olsa olabilirmis en azından.

Sektör de önemli. Çoğu sektörde her insan senin durumda. Aileden bir şeyler kalanlar rahat. Diğerleri sen gibi. Bir de evlenen kesim var Biraz daha araba vs almaya başladı ama onlar da 1 tane alabiliyor 36 ay vadeyle falan.
0
westblack
(23.01.21)
Bedelli askerlik yaptıysan vs kyk borcunu kapatmışsan makul görülebilir.
0
aids rakun
(23.01.21)
anormal değil. ortalama bir türk insanısın.
0
nickini degistiren yazar
(23.01.21)
e normal hayata göre değişir ailevi duruma göre vs ama bu yaşta bu durumda vs kafana takılacak durum değil.
0
basond
(24.01.21)
(4)

Minoxil Forte %5 Kullananlara Sorular

lacrim
Saçlarım hala var, kellikle alakam yok henüz ancak 3 sene önceki hayvani saçlar gitti. inanılmaz inceldi, tepede saç çıkış noktasından saç derim görünmeye başladı ve saç çizgim geriliyor bariz bir şekilde. doktora gittim minoxil ve 2 losyon verdi ama her birini bir günde kullan dedi. yani minoxili 3
Saçlarım hala var, kellikle alakam yok henüz ancak 3 sene önceki hayvani saçlar gitti. inanılmaz inceldi, tepede saç çıkış noktasından saç derim görünmeye başladı ve saç çizgim geriliyor bariz bir şekilde. doktora gittim minoxil ve 2 losyon verdi ama her birini bir günde kullan dedi. yani minoxili 3 güne 1 kullan dedi. tanıdık eczanecim de minoxil her gün kullanılmalı dedi. kısacası kafa karışık.
1) hangi sıklıkla kullanmalıyım
2) siz nasıl uyguluyorsunuz saçınıza?

duş hemen sonra ıslakken (ya da nemliyken) mi yoksa saçlarınız tamamen kuruyken mi uyguluyorsunuz? bir de saçlarım varken onu nasıl uygulayacağım bilmiyorum. bir babayiğit bana yardımcı olursa minnettar olurum. saygılar. (mesaj da atabilirsiniz).
0
lacrim
(21.01.21)
minoxil yorumlarını oku kullanmaya başlamadan. önce saçları biraz döküyor sonra sıklaştırıyor ama bırakırsan yine dökülüyor. ömür boyu kullanmak zorunda kalabilirsin.

kuruyken uyguluyordum ben. saç diplerine sıkıp belli noktalara, sonra elimle masaj yapıyordum.
0
jelly bear
(21.01.21)
ömür boyu kullanmak zorundasınız. kıllar çok yavaş oluşuyor ve uzuyor. ama bıraktığınız zaman çok kısa bir sürede eski haline geliyor. ayrıca vücudun alakasız yerlerinde kıllanmalar artıyor.
0
nickini degistiren yazar
(21.01.21)
Minoxidil geçici bir çözüm sunuyor ve sunduğu çözüm önce saçı döküyor, sonra duraklıyor, sonra saç çıkıyor. Saçlar çıktıktan sonra 6 ay kadar duruyor kafanda sonra minoxilin etkisi azalıyor. Eskisi gibi olmuyor ama biraz yine dökülneye başlıyor. Bu arada uzun zamandır minoxil kullanmaktan sıkılıp amman deyip bırakınca saçlar edki haline geliyor. Bu konuda saöımın doktoru diye bir forum var oraya bakmanızı tavsiye ederim. Birde diğer losyonları da yazsaydınız keşke.
0
rapisa
(22.01.21)
Ben minoxili, spiro losyon ile birlikte önce sabah akşam, saç çıktıktan sonra günde bir bazen 2 günde 1 şeklinde kullandım. Çoğu zamanda vitaminlerle destekledim
0
rapisa
(22.01.21)
(12)

Çok büyük işler yapanlar psikolojilerini nasıl koruyabiliyorlar?

kahver
Merhabalar. kafama takıldı, şimdi devasa şirketleri yönetenler, ya da büyük bilimsel çalışmalarda yer alanlar, komplike yazılımlar, mühendislikler, tıp vb. yani kafayı çok yoran işlerde yer alan insanlar psikolojilerini nasıl koruyor olabilirler? ve o tempoya nasıl dayanıyorlar? işte günde 4 saat uy
Merhabalar. kafama takıldı, şimdi devasa şirketleri yönetenler, ya da büyük bilimsel çalışmalarda yer alanlar, komplike yazılımlar, mühendislikler, tıp vb. yani kafayı çok yoran işlerde yer alan insanlar psikolojilerini nasıl koruyor olabilirler? ve o tempoya nasıl dayanıyorlar? işte günde 4 saat uyuyan büyük dijital platform sahipleri, ya da yöneticiler gibi.

şimdi ben de işim gereği çok fazla insanla ve teknik bazı çalışmalarla uğraşıyorum. yaptığım iş teknik anlamda belki çok üst düzey değil ama, beni inanılmaz yoran, bütün zamanımı işe ayırmamı gerektirecek yoğunlukta ve streste. bu çalışma şeklimden şikayetçi değildim (kimse böyle çalış demiyor, ben istediğim için böyle çalışıyorum), çok kafa yorup saçma sapan şeylerin kafamı meşgul etmesini önlediğimi düşünüyordum. ancak, uyurken bazı reflekslerimin olduğunu öğrendim. araştırdığımda da (uyku terörü deniyormuş galiba), günü çok stresli ve yorucu geçirenlerde olabileceğini okudum.

bilemiyorum kafama takıldı sorayım dedim.
0
kahver
(16.01.21)
Koruyamiyorlar. Cok azi belki biraz koruyorlar. Mindhunter’da bi replik vardi buyuk sirketlerin ceo’larinin cogu narsisisttir diye. Zaten duygulariyla dusunen biri koskocaman sirketleri daha zor yonetir, cok mantik olan birine gore.

Kisacasi zaten cok da normal olmuyorlar. O yuzden kendilerini rehabilite etme gibi durumlari olmuyor. Ya cok iciyorlar, ya dogaya donuyorlar, ya evde kendilerine kaliyorlar.
0
mor oje
(16.01.21)
bir anda o pozisyonlara gelmiyorlar. daha alt kademelerde işe başlıyorlar. strese alışa alışa üst kademelere çıkıyorlar. zaten psikolojileri izin vermezse üst kademelere yükselemezler.
0
nickini degistiren yazar
(16.01.21)
Günde 4 saat uyuyan birinin sağlığını koruduğunu düşünmüyorum. Yetersiz uyku sağlık sorunlarına neden olur. Normalden fazla iş yapıyorsanız orada başkalarının yapması gereken işler de bulunuyor olabilir. Örnek olarak mühendislikte birçok çizim işi teknik ressamın yapması gereken bir iştir. Siz çizim yapıyorsanız aslında başkasının işini yapıyorsunuz demektir. Bahsettiğiniz büyük işlerde herkesin görevi bellidir. Çalışan sayısı fazladır. İşin planlaması çok iyi yapılmıştır.
0
dissendium
(16.01.21)
"bu çalışma şeklimden şikayetçi değildim, çok kafa yorup saçma sapan şeylerin kafamı meşgul etmesini önlediğimi düşünüyordum."

sakincali bi dusunce
0
ala09
(16.01.21)
pişe pişe o pozisyonlara geliyorlar
0
kelepir
(16.01.21)
bir günde o noktaya gelmiyorlar. yıllar içinde her seferinde bir adım daha büyük işler yaparak ilerliyorlar. o durumda bile bahsettiğin yöneticinin altında çalışan gene yılların tecrübesine sahip mühendisler altyöneticiler oluyor.

sen işin organizasyonunu bir kişilik düşünüyorsun. şirketlerin yıllar içinde kurduğu sistemler çok daha fool proof. tabi daha masraflı, daha yavaş ve daha az efektif. ama günün sonunda iş bitiyor.
0
orpheus
(16.01.21)
İşkolik olup çalışmaktan zevk almayanlar kolay kolay yükselemez bence. Yani adamlara çalışmak zor gelmiyor, aksine hoşlarına gidiyor.
Bkz: rte.
0
prizmatik
(16.01.21)
Nerede ceo olduguna bagli. 100 kisilik sirkette ceo'ya daha cok iş düşer. Misal Türkiye'de calistigim sirkette cfo resmen acil para odeme onaylarini veriyordu.
Su an çalıştığım şirketin 100 bin calisani var. E haliyle ceo/cfo boyle olaylarla uğraşmıyor. Ceo'ya bir mail gidiyorsa emin ol en az 5-6 müdürü gecip gidiyor (misal su an avrupa-asya lojistik krizi ceo'ya kadar cikti ya da lojistik servis saglayici ile olan sikintida iki sirketin ceosu görüştü en son).

Yani benim de cok stresim var, tek fark benim stresimi aktarabilecegim üst müdürüm var. Ceo ise ulasilabilecek en son nokta.
Yani zaten oraya da yillarin birikimi ile gidiyorsun. Ben su an 3 sene icinde aldigim birikim ile ilk günkü kendimi karsilastirsam peheey. Düşün bir de 3-4 kademe atlayıp uzun yillar sonra oraya gelen adamlar haliyle belli yetkinlikleri olan kisiler.
Bu arada 4-5 saat uyuyorum olaylarina cok inanmiyorum.

Bana göre ceo vs değil de hayati isler (doktor/polis/asker/hemsire) daha ciddi. Açıkçası hayatini kaybetme riski ile sirketin para riski bana karsilastirilamaz geliyor. O sebepten askerdeki liderlere çok büyük ilgim var, sonuçta sirket yönetmekle emrindeki 20-30 kisinin hayatindan sorumlu olmak apayri.
0
logisticsmanager
(16.01.21)
işkolik oluyorlar
alt kademelerde pişerek ve alışarak o noktaya geliyorlar
aileden ve çevreden görerek o noktaya geliyorlar

benim ailemde üst düzey yönetici ve işkolik yok. o yüzden hiç alışkın olmadıgım durumlar. ben başa çıkamam mesela. bu da dışarıdan belli oldugu için kimse beni yönetici yapmıyor :)
0
dafuq
(17.01.21)
işkolik oluyorlar'dan farklı bir yorumum olacak: benim o tarz pozisyonlara yükselmiş tanıdıklarımın çoğu orta seviyeden sonra iş-yaşam dengesini çok iyi kurmuş admalar oluyorlar. ne bileyim hobileri olan, spor falan yapan tipler oluyor. bahsettiğin kronik stres junior pozisyonlarda var, sonrasında artık insan onu yönetmesini de, dengelemesini de öğreniyor. birkaç defa iş değiştirip, kötü şeyler yaşayınca da bu konuya karşı direnç kazanıyorsun.

iş benim için bir araç. şirkete hayatımın bir kısmını kiralıyorum ve para kazanıyorum, hepsi bu. bunun bir adım ötesi bile hayatını alt üst eder, o yüzden bu profesyonelliğe en başında ulaşmak önemli. komplike yazılımlar, mühendisler vs bunların hepsinde her zaman bir safety net vardır, hata yapsan bile bireysel olarak sana kalmaz. sıkıntı yok yani.

bi tek tıbbı ayırıyorum bu listeden, tıp bireysel başarısızlığın adamı öldürebileceği tek dal olabilir. o yüzden zaten doktorları müthiş takdir ediyorum bir mühendis olarak, çok zor iş.
0
roket adam
(17.01.21)
senin psikolojini bozan şey bilinmezlik, bilinmezlikle baş etme durumu. mesela bana deseler ki dk 1 saat sonra apandisit ameliyatı yapacaksın yoksa adam ölecek olduğum yere lacivert sçarım ama uzman doktora söylediğinde önce bi pizza yiyelim sonra ameliyata girelim diyor.

bu aralar tr'deki büyük firmaları it managerları ile görüşüyorum adamlardaki rahatlık kimsede yok. zaten 3-4 marka var satın alacağı adamın işi sadece satın almak. ucuza almak. yani yaptığı tek şey atıyorum windows'u rakipten ucuza almak. bu sebeple tr'de öyle aman aman bir dert tasa yok. çünkü iş yapan yok.

koskoca vestel, arçelik dünya'da bir numaraya oynayacak ürün bile çıkarmıyorlar çünkü ceo'nun tek derdi standart ürünü ucuza üretmek.

veya togg'u düşün.

togg'un ceo'sunun tek derdi avrupa'dan parça alıp aracı ucuza çıkarmak. adamın teknolojik olarak bir derdi yok.

dünyada ki örneklerinde ise hayatı sürekli stress içerisinde geçen insanların mutlaka sabit bir hobisi oluyor ve dünya yansa bu hobiye ayırdığı vakitten vazgeçmiyor.

çeşitli magazinel 4 saat uyuyor falan onları geçiniz. 4 saat ben uyuyorum zombi gibi geziyorum.
0
duyurukullanıcısı
(17.01.21)
Olağan Psikopatlar diye bir kitap okumuştum. Bu kitapta sizin tabirinizle çok büyük işler yapan insanların. Psikopat olduğunu(cezaevlerine düşenlerden değil) ve yoğun stres altında etkilenmeden çalışabildiklerini yazıyordu..
0
komando kani var bende
(17.01.21)
(7)

Suc makinasi insanlar hâlâ nasıl serbest dolasabiliyorlar?

cay sigara
Bilen birisi anlatsin lutfen, bu adamlar nasil her suc islediklerinde serbest birakilabiliyorlar?> "2 evden hırsızlık", "2 açıktan hırsızlık", "2 iş yerinden ve kurumdan hırsızlık", "2 güveni kötüye kullanma", "kasten yaralama", "görevli memura mukavemet", "kapkaç", "uyuşturucu ticareti ve uyuşturuc
Bilen birisi anlatsin lutfen, bu adamlar nasil her suc islediklerinde serbest birakilabiliyorlar?


> "2 evden hırsızlık", "2 açıktan hırsızlık", "2 iş yerinden ve kurumdan hırsızlık", "2 güveni kötüye kullanma", "kasten yaralama", "görevli memura mukavemet", "kapkaç", "uyuşturucu ticareti ve uyuşturucu kullanmaktan" suç kaydı bulunduğu da belirlenen Şenol G. hakkında adli işlem başlatıldı.


t24.com.tr



Hukukun en temel islevi suclulari cezalandirmak iken, bu suc makinalari nasil hala serbestler?
0
cay sigara
(12.01.21)
teknik olarak nasıl mümkün olduğu konusunda hukukçu arkadaşlar bilgi vereceklerdir. fakat ben uzun yıllardır (40-50 sene) bu ülkenin altının oyulmaya çalışıldığını ve bunun da adalete, güvenlik kuvvetlerine, vergiye, eğitime, özetle kurumlara güvenin yok edilmesi suretiyle yapıldığını düşünen kitledenim.
0
twelfth
(12.01.21)
Haberde "suç kaydı bulunduğu da belirlenen" diyor. Bu suçlardan hüküm giyip cezasını çekmiştir muhtemelen. Her suçun belli bir cezası var ve infaz kanunu gereği bunun da bir kısmını yatıp çıkıyor. Ömür boyu hapis yatacak değil. Ömür boyu hapis yatması için gazeteci ya da muhalif siyasetçi olması lazım.

Bu olay özelinde eleştirilecek bir şey varsa TCK ve İnfaz Kanunlarıdır. Maalesef garip kanunlarla yönetiliyoruz.
0
himmet dayi
(12.01.21)
Adam 30 yaşında diyelim. ilk suçunu 18 yaşında işlese 10 yılını cezaevinde geçirmiştir. Genelde hüküm giydiği cezanın 3'te 2'sini yatıyor bildiğim kadarıyla.
0
komando kani var bende
(12.01.21)
Bir de tutuksuz yargilama esas oldu. Eger yargilama uzun surecekse ve suc da o kadar buyuk cezasi olmayan bir seyse hirsizlik gibi tutuklanmiyor ya da ilk mahkemede saliniyor. Sonra kisi ceza aliyor, yargitaya yolluyor vs onaylanmasi yillar aliyor. O arada ornegin 5 yil serbest. Bunun dışında cezanin son bolumundeki denetimli serbestlik tedbirleri son 5 yildir surekli arttiriliyor cezaevleri sistigi icin. Yani acik cezaevi ds derken kapalida neredeyse hic yatmayanlar var. Ve son olarak corona sebepli de açık cezaevleri bosaltildi derken cezaevinde orgut suclari disinda cok da insan kalmiyor:)
0
red g
(12.01.21)
denetimli serbestlik, şartlı tahliye, açık cezaevi, corona affı, tayyip affı, vs. bir sürü şey var. haberde 24 yıl ceza aldı diyor. bir de bakıyorsun sadece 6 ay kapalı cezaevinde kalmış. bu arada açık cezaevi kyk yurdu gibi bir şey.
0
nickini degistiren yazar
(12.01.21)
Bazen ben de soruyorum avukat halimle...
0
her giriste sifresini unutan adam
(12.01.21)
Adaletin olmadigi ulkede adil davrsnmaya calismak tam bir gerizekalilikmis.


Peki sizce bu suclularin serbestce dolasmasi ne kadar daha surecek, bunun onune gecmek icin yeni cezaevlerinin yapimi ya da baska calismalar var mi?
0
🌸cay sigara
(12.01.21)
(17)

sizce su sorunun kitap okumakla bir ilintisi var mi?

ateistanbul
ihsan varol'un kelime oyunu'nu izliyorduk. "ipegin kalinca bukulmesinden olusan iplik" diye bir soru geldi, cevap ibrisim'mis. annem bildi, ben hic duymadigimi soyledim. "tabii, dogru duzgun kitap okuyup bulmaca cozmedigin icin..." gibi ignelemeyle gelince actim agzimi, yumdum gozumu."ibrisim''i duy
ihsan varol'un kelime oyunu'nu izliyorduk. "ipegin kalinca bukulmesinden olusan iplik" diye bir soru geldi, cevap ibrisim'mis. annem bildi, ben hic duymadigimi soyledim. "tabii, dogru duzgun kitap okuyup bulmaca cozmedigin icin..." gibi ignelemeyle gelince actim agzimi, yumdum gozumu.

"ibrisim''i duymus muydunuz, oyleyse nereden?
0
ateistanbul
(10.01.21)
Kitap okumakla alakasi vardir, ozellikle edebi kitaplar kelime haznesini gelistirir.

Ibrisim kelimesini duymustum ama anlamini bilmiyordum. ilgisi olan birinin bilecegi bir kelime/anlam gibi ya da biraz eski kitaplar okuyan birinin (pastoral kitaplar olabilir). Fantastik bir kitap serisinde okyucunun karsisina cikma ihtimali cok dusuk yani.
Anneniz bence hakli ama bilmek zorunda oldugunuz bir kelime degil. Yani bilmeyince insanin ayiplanmamasi lazim :D
0
kuehles blondes
(10.01.21)
Yav yok annelerin ego masturbasyonu cabasi iste. Anne degil de hatta yasli egosu ama anneler donem donem yapiyorlar.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(10.01.21)
İbrişim kelimesini bir kitapta görüp anlamını merak edip bakmıştım. Kitapta görmesem haberim olmazdı. Günlük hayatta kullanan yok çünkü.
0
Anthony McCarten
(10.01.21)
"genç osman dediğin bir küçük uşak, beline bağlamış ibrişim kuşak" şeklindeki genç osman marşını duymadıysanız maalesef haklı anneniz.
0
shadowfollower
(10.01.21)
Genç Osman dediğin bir küçük uşak
Beline bağlamış ibrişim kuşak

Bu şarkıdan duydum küçükken. Sözlüğe bakmayı severdim. Yeni öğrendiğim sözcükleri not alıp arada bakardım. Hala da yapıyorum.
0
pro9it9is9
(10.01.21)
Anneniz haklı.
0
sydney
(10.01.21)
o bir seyi bilmediginde AA NASIL BILMEZSIN tavrinda olmadigim icin BANA NEDEN YAPIYOR diye rahatsizlik duydum. annemin 10'da 1'i okuyorumdur, o cok okur fakat durduk yere cehalet timsaliymisim gibi yaklasmasina uyuz oldum. kaldi ki evvel zaman icinde ikimiz de ilgili yarismaya katildik ve ben daha cok puan aldim :D
0
🌸ateistanbul
(10.01.21)
Çok doğal olarak, yaşı 50 olan 25 olandan daha fazla kelime duymuş ve öğrenmiş olur. Bundan genç olanın cahil olduğu anlamı çıkmaz ama maalesef çoğu yaşlı kişi bunu kişisel tatmin yöntemi olarak kullanıyor. Panzehiri var tabi, kendi yaş grubunuz veya uzmanlık alanlarınız kapsamındaki kelimelerle her fırsatta karşı taarruza geçip "aa nasıl bilmezsin" diyebilirsiniz.
0
mikro patlama
(10.01.21)
Doğrudan kitap okumakla alakası yok bence. Yaş, tecrübe de etkili faktörler. Anneniz çok kitap okur mu mesela? Bu sorunun cevabında bu da önemli bir faktör.
Kendisi tecrübe ve yaşından dolayı bunu biliyor da olabilir. (hani daha çok eski kuşağın aşina olduğu kelimeler olur ya öyle)
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(10.01.21)
yaşlı insanlar daha eski kelimeleri bilebiliyor. mesela yaşlı bir harita mühendisi radyasyonu bilemedi, ben bildim. ben de onun bildiği eski kelimeleri bilemedim.
0
nickini degistiren yazar
(10.01.21)
Anneniz haklı ayrıca ibrişim eski bir kelime değil. Yeni nesilin en büyük problemlerinden biri bu.
0
berkan11
(10.01.21)
hayır ibrişim eski bir kelime. günümüzde ipek pek yaygın bir kumaş türü değil. kaldı ki bu kumaşın kalınca bükülmesinden elde edilen ipliği şimdiki nesil nerden bilsin? artık her şey fabrikasyon. o zaman annenin de thumbnail ne demek, troll ne demek, stalk ne demek bilmesi gerekiyor?
0
nickini degistiren yazar
(10.01.21)
yukarida bahsi gecen marstan biliyorum ben de. ama bilmeyeni de cok yadirgamam acikcasi, gunluk hayatta kullanilan bir kelime degil cunku.
0
in vino veritas
(10.01.21)
ibrişim kelimesini biliyorum, çocukluğumda sayko gibi kitap okurdum. abartmadan yaptığım hiç bir şey yok. sadece kitap okuyanların değil, ortalamanın üstünde genel kültürlü sayılan bir çok insanın bildiği bir kelime.
0
stewie
(10.01.21)
İbrişim çok bilindik bir kelime belli kuşak için. Polyester nasıl bugünlerin gündelik kelimesiyse ibrişim de öyleydi, oya yapılırdı bu iplikten pahalıcaydı ve özel bir ipti, kıymetliydi yani. Çocukluktan bildiğim bir kelimeydi zaten ama bu tür şeyler genel kültür, kitap okuma, çevreye duyarlılık ile kulak dolgunluğuyla bilinir.

Anne okumak konusunda haklı ama aynı zamanda ninenizin, dedenizin konuştuğu dile de uzak olmamak lazım. Misal odasında bilgisayar başında büyüyen bir çocuk yerine büyüklerin yanında duyarak, dinleyerek, görerek büyüyen bir çocuk kültürel anlamda daha bilgili olacaktır, diğerinin çok okuyarak ve tabi okurken de eski zamanları okuyarak bu eksiğini tamamlaması lazım. Anne sanırım yeni neslin bu eksiğini ifade etmek istemiş

İyice bloga çevirmeden bir de tavsiyede bulanayım gençlere, yaşlılarla bol bol sohbet edin. Emin olun hayata dair çok şeyi yaşamadan öğrenmiş olacaksınız.
0
epitaf
(10.01.21)
genç osman şarkısı haricinde ibrişimi duymadım.

yaklaşık 20 senedir elime ne geçerse okurum.

bunu bilip bilmemenin kitap okumak ile alakası yok. denk gelme ile alakalı.
0
tabudeviren
(10.01.21)
ibrişim gibi eski bir kelimeyi öğrenmek için tek çareniz kitaplar.

ibrişimi duymuştum. kitaplardan.
0
co2s2
(11.01.21)
(14)

kiradan çıkma

nickini degistiren yazar
alt kat çok gürültü yaptığı için ev sahibine evden çıkmak istediğimi söyledim. ama ev sahibi öyle çıkamazsın diyor. 1 yıl sonunda sen bir şey demediğin için sözleşme yenilendi diyor. biz eve yeni kiracı bulana kadarki kiraları, yakıt ve aidatı ödemen gerekiyor diyor. böyle bir şey var mı?yani evden
alt kat çok gürültü yaptığı için ev sahibine evden çıkmak istediğimi söyledim. ama ev sahibi öyle çıkamazsın diyor. 1 yıl sonunda sen bir şey demediğin için sözleşme yenilendi diyor. biz eve yeni kiracı bulana kadarki kiraları, yakıt ve aidatı ödemen gerekiyor diyor. böyle bir şey var mı?

yani evden çıkıp çıkmayacağımı yıllık bazda mı haber vermem gerekiyor? 1 yılı doldursam bile istediğim zaman çıkamıyor muyum?
0
nickini degistiren yazar
(10.01.21)
Çektir git diyebilirsiniz kendisine. Hatta bsg deyin. Son ay kirayı ödemeyin. Depozitoyu vermez bu
0
allah yazdiysa bozsun
(10.01.21)
@allah yazdiysa bozsun

zaten ödemeyecektim son ayki kirayı. depozitoyu ödemeyeceğini biliyordum. ama böyle bir hakkı var mı onu bilmiyorum. alt kata yeni kiracı geldi. çocukları evin içinde koşturup duruyor. ben nerden bilebilirim böyle olacağını.
0
🌸nickini degistiren yazar
(10.01.21)
Hiç birsey olmaz.
0
allah yazdiysa bozsun
(10.01.21)
Ev sahibinin açtığı davayı kazanıp alacağı tazminatı @allah yazdıysa bozsun ödeyecekse sıkıntı yok yarın boşaltın evi.

İmzaladığınız kağıdın adı sözleşme ve hukuki bağlayıcılığı var, tatlı bir ara yol bulup işinizi halleder iseniz ne ala , yoksa o ev sahibi o parayı alır.
0
synax
(10.01.21)
Ev sahibi haklı.
0
ZZ
(10.01.21)
Sözleşme her sene otomatik olarak yenilenir. Evi boşaltmak istiyorsanız sözleşme yenilenmeden önce haber vermeniz gerekir. Aynı şekilde sizi evden çıkarmak isterse de önceden haber vermesi gerekir ev sahibinin. 10 sene önce imzaladığınız kira sözleşmesi hala geçerli. Ta ki yenileme tarihinden önce resmi olarak evi boşaltacağını bildirene kadar. Kafana göre boşaltırsan eğer belli bir süre için(kaç ay olduğunu hatırlayamadım) kira ödemen gerekir.
0
Az Mercimek
(10.01.21)
@synax ve @zz +1

Yasal bildirim sürelerine uymak durumundasınız, kafama göre gidiyorum derseniz, hukuki sıkıntılarla karşılaşırsiniz.
0
o sopa bi gun elimize gecmez mi
(10.01.21)
Evin tekrar kiralanması için gereken makul süre boyunca kira ödemeniz gerekir. Bu makul süre de genellikle üç ay gibi hesaplaniyormus. Daha önce araştırmıştım, böyle yazıyor. Ha davayı açmakla ugrasir mi vs o ayrı mesele. Ama belli bir süre kira talep etme hakkı var, evet.
0
elorelia
(10.01.21)
Ev sahibi haklı. İstediğin zaman çıkamıyorsun. Kafana göre ben çıktım bye dersen bir dilekçeye bakıyor kalan aylar için ilgili borcu tahsil etmesi, davası bir iki sene sürüyor ama parayı faiziyle alıyorsun.
0
roket adam
(10.01.21)
arkadaşlar sözleşmeyi okudum. sözleşmenin hiçbir yerinde 1 yıl sonunda sözleşmenin otomatik yenileneceği yazmıyor. hatta hususi şartların 8'inci maddesinde "kiracı kiralananı boşaltmak istediği takdirde bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmek zorundadır." yazıyor.
0
🌸nickini degistiren yazar
(10.01.21)
elorelia
(10.01.21)
süre belirtilmediği için yenileniyor zaten sözleşme.
süresiz sözleşmeler böyledir.
yukarıdaki yorumlar doğru, ev sahibi haklı.
ama 11. ayda haber verip sözleşmenin dolduğu ay çıkabilirsiniz.

ayrıca durduk yerde çıkacakken de ev sahibiniz gıcık bir tip değilse 2 ay kadar önce belirtmeniz halinde zaten okey verecektir. ama ben haftaya çıkıyorum hadi baybay diye çıkamazsınız.

ayrıca depozitoyu son kiraya saymak diye bişey yok. davalık olsanız yine ev sahibi haklı çıkar. depozito ayrı bir ücrettir, bağımsız olarak alıp vermelisiniz kaldı ki ev size depozitoyu tam ödemek zorunda değil.
0
jimjim
(10.01.21)
Haklilik payina bagli. Benim ust katimdaki kadin deliydi meger soylemediler bana gurultuden yasanmiyordu depozitomu geri aldim + yaptigim masraflar icin 2 ay kira vermiycem sonra cikip gidicem haberiniz olsun dedim bir sey diyemedi.

Senin durumunda buyuk ihtimalle ev sahibi tamamen olmasa da daha hakli
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(10.01.21)
arkadaşlar avukatla görüştüm. ev sahibini haklı buldu. teşekkür ederim cevap veren herkese.
0
🌸nickini degistiren yazar
(10.01.21)
(2)

reçetesiz ilaç alabilmek

kondansator
eczaneden aldığım antibiyotiği kaybettim, yeniden reçete kestirmeden eski reçete ile bunu alabilme imkanı var mı acaba? ya da tanıdık eczacı verebiliyor mu bu şekilde
eczaneden aldığım antibiyotiği kaybettim, yeniden reçete kestirmeden eski reçete ile bunu alabilme imkanı var mı acaba? ya da tanıdık eczacı verebiliyor mu bu şekilde
0
kondansator
(09.01.21)
tanıdık olsa da vermiyor, çok samimi arkadaşıma sormuştum zamanında. cezaları çok ağırmış.
0
killerbee
(09.01.21)
çoğu eczane vermiyordu. bir tane eczane vardı, bir tek o veriyordu. ben de hep ondan alıyordum. tanıdık değildi.
0
nickini degistiren yazar
(09.01.21)
(30)

üst komşu ve hatalı ben miyim?

melodi
4ay önce yeni bi apartmana taşındık. apartmanda biz gelmeden herkes bizi biliyordu yani istemeden de olsa herkes tanıyor bizi. üst komşunun 2 oğlu resmen evi yıkıyorlar 7/24 saat farkı olmaksızın. ilk zamanlar sabrettik ama dün en son eşim dayanamadı kapıya gitti. aldığımız cevap “erkek cocuğu durdu
4ay önce yeni bi apartmana taşındık. apartmanda biz gelmeden herkes bizi biliyordu yani istemeden de olsa herkes tanıyor bizi.
üst komşunun 2 oğlu resmen evi yıkıyorlar 7/24 saat farkı olmaksızın. ilk zamanlar sabrettik ama dün en son eşim dayanamadı kapıya gitti. aldığımız cevap “erkek cocuğu durduramıyoruz 2.5yaşında imiş” (saat farketmeksizin evde koşmak, sürekli ağlamak, parkeye bir şey sürtmek(-ki ona bulduğu çözüm de sürtmesini engellemek değil halı koymakmış dün öğrendik-

bugün bütün gün koştu evin içinde ben de ders çalışmaya çalışıyorum. zaten çalışamadığım için heyheylerim tepemde. bu akşam yine hunharca ses yapınca duvara vurdum. 5 dakka sonra kadın kapıya geldi çocuğum 5 dakka koştu neden duvara vuruyorsunuz ben napayım durduramıyorum dedi. açtım ağzımı yumdum gözümü. aslında olanları anlattım düzgün bi üslupta ama kadın durup durup ben napayım dedikçe dellendim girdim içeri eşim kaldı kadınla kapıda.

kendisi gündüz çalışıyor akşam gelince de çocuğu salıyor kendisi kafa dinliyor sanıyorum. çünkü o kadar seste insan bi çocuğum nabıyosun demez mi?

şimdi eşimde başım belaya sokuyosun artık burdan taşınmamız lazım diye küstü bana :) ben bütün gün bu sesi çekiyorum o sadece akşamları evet biraz patladım ama 4ayın dolmuşluğu

ha bu arada 2 saat falan geçti üstünden kadın eve çıktığı anda çocuk koşmaya devam etti :)
0
melodi
(08.01.21)
çok eskiden aynı durumdaydık, taşındık ve bir daha asla ara katta oturmadık. her zaman en üst katta oturduk.

ne yaparsan yap üst kattan gelen sesler kesilmeyecek, taşınmak en pratik çözüm.
0
trajikomix
(08.01.21)
diyanet takvimi
(08.01.21)
3 yaşında kızım var. bazı dönemler dediğiniz gibi gürültü yapıyor. emin olun düşündüğünüz gibi değil bazı çocuklar bazı dönemlerinde naparsanız yapın durmayabiliyorlar :) neyseki zemin kattayız kimseyi rahatsız etmiyoruz.
0
entropik
(09.01.21)
cocugun buyumesini bekleyeceksiniz. esinizin cikisina da bir sey diyemem kendince ama siz haklisiniz. basini oksayacak haliniz yok eviniz sizin haneniz ve sakinligini saglayamiyorsunuz ciddi bir problem. yani ucu o kadar cok seye dayaniyor ki bir kere ucakta arkamda 3-4 yaslarinda bi oglan benim koltugumu tekmeleyip duruyordu. en son donup "koltugumu tekneliyo cocugunuz" dedigimde "napiyim cocuk o" demisti babasi ve her sey cok yolundaydi onlar icin. birileri anayiz babayiz desinler diye sorumlusu biz oluyoruz niyeyse. saat siniri koyulmasi icin caba gosterin apartman yoneticisine falan soyleyin onlar da cocuklarini erken uyutmak icin caba gostersinler. dunyanin sahibi saniyorlar kendilerini it suruleri.
0
ala09
(09.01.21)
@diyanettakvimi belirli zamanlarda olsa haklısınız ama dün gece 4e 20vardı ve çocuk evde koşuyordu :)

@entropik çocuğa yapmaması gerekeni göstermektense yaptığı şeye kılıf bulmak bi anne veya baba olarak sizce mantıklı mı peki? anne değilim ama beni de bi anne büyüttü ben, abim aman alt komşu rahatsız olur diye annem ve babam tarafından mum gibi büyütüldük
0
🌸melodi
(09.01.21)
@melodi öyle tabi. bizim hiç bir zaman dediğiniz kadar abartılı olmadı. ama şu an başkasının olsa rahatsız olsam başedemiyolardır diye düşünürüm. ellerinden geleni yapmadıklarına eminseniz başka tabi.
0
entropik
(09.01.21)
Cidden taşınmaktan başka tek çözüm o diye dedim. Ben de trafiği ve kornası 7/24 olan bir bulvarda oturuyorum. Genelde bilgisayar başında ve kulaklıkta olduğum için pek sıkıntı olmuyor ama iş başında olmadığım bazı zamanlarda bu attığım kulaklıkların süngerinden kullanıyorum.
Kadın çocuğu bu yaşında eğitir de siz o kadını bu yaşında eğitemezsiniz, başka çare yok.
0
diyanet takvimi
(09.01.21)
Bence polisi ya da zabıtayı arayıp şikayet edin, gelip komşuyu uyarsınlar. Bu sıradan çocuk gürültüsünün çok dışında bir şey. Bazı anne babalar sorumluluklarından ellerinden geldikçe kaçıyorlar. Üstüne siz rahatsız olduğunuzu belli edince kapınıza gelmek ne demek? Keşke kapıya gelir gelmez polisi arasaydınız, kadın korksaydı. Eminim kapısına polis, zabıta gelirse çocuğa düzgün bakmaya başlayacaktır.
0
GoodMorningTeacher
(09.01.21)
Çocuktur yaparı anlamıyorum, biz de çocuktuk, yapmadık, yaptırmadılar. Şu an çevremdeki çocuklara da yaptırmamak için gayret ediyor aileleri.
Ayrıca bu felsefe eğitim kavramıyla da çelişiyor.

Yalnız o mantıktaki kadın olduğu müddetçe o gürültü bitmez bence de.
0
epitaf
(09.01.21)
@diyanettakvimi ev bulmakta o kadar zor ki bulunduğumuz şehirde burayı bile zar zor bulmuştuk ama huzurumuz için artık ufak falan demeden taşınıcaz başka eve.

@goodmorningteacher eşim adliye ile alakalı bi işte çalışıyor ve bunu biliyorlar o yüzden bu kadar alttan alıyoruz biz. yoksa şimdiye mevzuu büyümüştü. onlarda bunu bildikleri için adam gelmedi kadın geldi ağlamaklı bi suratla.

bi de bana kapıya gelmiş diyo ki sizin çocuğunuz yok bilmezsiniz :) dedim arkadaşlarımızında çocukları var hiçbiri sizinki gibi değil.

şuan saat 00.19 çok sürekli bağırarak ağlıyor. artık bunları normal karşılıyoruz ama tv sesini duyamayacağımız kadar ses yapıyor (sehpayı parkeye sürtmek şeklinde) ve min. 5 dakika sürüyor ve anne baba evdeyken
0
🌸melodi
(09.01.21)
ebeveynler çocuğunun üzerinde o kadarlık bile otorite kuramıyorsa ebeveynlik yapmasın. "çocuğa laf geçmiyor" diye bir lafı kabul etmiyorum. o zaman çocuk halıya sıçsın, duvarı boyasın, evi ateşe versin. ebeveynler nasıl çocuğun halıya sıçmasını engelleyebiliyorlarsa bunu da engelleyebilirler. ama umursamıyorlar. çünkü kendi dertleri değil.
0
nickini degistiren yazar
(09.01.21)
bizim üstümüzde de var böyle dağdan inme ayı bir aile. gündüz çocukları evi başımıza yıkıyor, gece de kendileri borazan gibi sesleriyle başımızı şişiriyor. geçenlerde gece 3.5'ta hayvan gibi gülüşmeler gelince ana bacı sövdüm, herif kapıya gelmeye kalktı, karısı tuttu. cidden başına gelmeyen bilemez komşu gürültüsünü. taşınmaktan başka çare yok da işte dediğiniz gibi ev bulmak cidden zor. ya onlar taşınacak, ya da siz.
0
nothing in my way
(09.01.21)
Benim oglan 5 yasini gecti, oldukca hareketli o yuzden hergun yormaya calisiyorum, disari cikartip kosturuyorum. Ona ragmen aksam 10'u gecmis hala koltuktan koltuga zipliyor, yere atliyor vs. Allahtan alt katta kimse yok, ama durduramiyoruz..Oldugun yerde dur diyorum mesela, kimildamadan 10 dakika dur, bu sefer oldugu yerde zipliyor. Aksam 10'dan once yattigi nadirdir. Sadece agir grip falan olursa yavasliyor, onun disinda tam gaz.

Bu isin egitimle falan alakasi yok, bize de anamiz babamiz evin icinde kosmayin gurultu yapmayin derdi, bu yuzden kac kere dayak yedik kardesimle ama pek iplemedik. Ama apartmanda butun ailelerin cocuklari vardi, herkes birbirine anlayisli davraniyordu. Ustten de bize ses geliyordu..

Ozetle yap bir cocuk, mumkunse erkek denk getir (cin takvimi var konuyla alakali, istersen link veririz haha) sonra konusalim.. :)
0
cooperr
(09.01.21)
@melodi


Büyük ihtimal eşya sesleri bebeğe ait değil. Anne baba kendi gürültüsünü bebek yaptı diye örtmeye çalışıyor. Gece yarısı sizde onları rahatsız edin. Ben olsam gider kapılarına kavga ederdim. Ama siz kavga durumu istemiyorsanız sürekli tavana vurun, biraz utanmaları varsa gürültüyü keserler. Ya da kadının eşiyle konuşun, kadının ağlamaklı suratına inanmayın hiç, ağlayacak olsa bir kusura bakmayın dikkat edeceğiz derdi.

Bu tip aileler çocuklarına bakmıyorlar. Çocuklar evde kendilerini fark ettirmek için bu kadar ağlıyorlar. Bizim bir dönem alt kat komşumuz böyle bir aileydi. Bebek sabah 8 de ağlamaya başlardı uyandığında, annesi yataktan kalkıp bebeğe bakmazdı, anneannesi saat 9-10 gibi bebeğe bakmaya geldiğinde bebekle ilgilenirdi. Hatta bir keresinde bebekleri 2 saat aralıksız ağlamıştı annem artık kapılarına gidip, bebek hasta mı, bir yeri mi kırık merak ettim yazık çok ağlıyor demişti. Biz tepki gösterdikçe bebekle ilgilenmeye başladılar, haliyle bebeğin ağlamaları kesildi.
0
GoodMorningTeacher
(09.01.21)
@cooper sonra bana neden çocuk yapmıyosun diyorlar böyle bi ailede büyüyen çocukla ilerde muhattap olmasını istemediğim için çocuk yapmıyorum. durdan çüşten anlamayan aman gönderelim okula öğretmeni adam etsin diye yetiştirilen cocuklar...
biz de ses yapmayalım diye çok hırpalandık ama ipledik insanlara saygı duymayı öğrendik.

@goodmorningteacher aynen karı koca tüm gün işteler çocukları salıyorlar eve gelince. bu gürültü münasebetiyle 3. diyaloğumuz hiçbirinde kusura bakmayın dikkat edeceğiz denmedi. en ufak bi çaba görsem sabır diycem ama gün geçtikçe çığrından çıkıyor. ayrıca hiç bahsetmediğim başka komşuluk sıkıntılarımızda var aynı kadınla :) aşağıda kapı cam açık mı diye bakmadan ne bulursa silkeliyor camdan ablamız.sanırım ilk defa apartmanda oturuyorlar
0
🌸melodi
(09.01.21)
4.5 yaşında 2 erkek ikiz yeğenim var. Hayatımda bildiğim gördüğüm en yaramaz en zaptedilmez çocuklar. Patırtıya yüksek sese toleransı 0(sıfır) biri olmama rağmen 2.5 yaşından 4 yaşına kadar bütün ayarlarımla oynadılar. Bağırdım çağırdım dizginleyemedim neticede onlar kazandılar. Yaramaz çocukla ilgilenmek zannettiğiniz kadar kolay değil. İşin sonunda onların istediği oluyor ve siz alışıyosunuz bu duruma.

Yeğenlerin karakteri son 1 senede çok değişti ama. Çok daha sakinler şu an. Sizin komşunun çocukları da böyle bir evreye girebilirler.
0
IncredibleMau
(09.01.21)
@melodi sen bilirsin kardes o zaman komsuyla kavgaya devam..ben dayaga karsiyim kusura bakma, olurda bir cocuk yaparsan onun ustunde gurultu yapmasin diye filistin askisi falan denersin artik, dove sove ogretirsin sessiz olmasini.

Bundan seneler once bir dairede kaliyorum, yerler parke. Asagidaki hatun zirt pirt yukari geliyor cocuk kosuyor diye, bekarim evde cocuk falan yok, evde benden baska kimse yok. Dedim herhalde yerler salonda parke, ses yapiyor, boydan boya salonu kalin bir hali ile kapladim, ama hatun yine gelmeye devam etti bu sefer bana yere yavas bas diyor, en sonunda kufuru yedi tabii..

Dedigin gibi daha once apartmanda yasamamis olanlara mevzuyu anlatmasi zor..
0
cooperr
(09.01.21)
Ucuna oklava taktiginiz duzenegi ritmik sekilde tavana vuracak bi makine yapip, evin bos bi odasinda ara ara calistirirdim ben olsam. Ya da tavana radyo monte edip son ses acin. :) Belki o zaman sustururlar cocumklarini.
0
msb
(09.01.21)
Türkler çocuk yetiştirmeyi bilmiyor. O yüzden çocukları sürekli deli gibi ses yapıyor. Ecnebilerde böyle bir şey görmedim. Saat 9 dedin mi yatıp zıbarıyorlar.

Bizim anne-babalar önce ses çıkarmıyor sonra da çocuğa bağırıp çağırıyor, çocuk kendisine neden bağırıldığını anlamıyor bile. Veya "oğlum koşma" falan diyorlar. Halbuki çocuğu meşgul etmeleri ilgilenmeleri falan lazım ama öyle bir ana-baba yok tc'de. Disiplin desen zaten yok, saat 12'den önce yatıramıyorlar bile çocuğu.

Bizim üst katta da böyle bir velet vardı Allah'tan taşındılar. Tek çözüm taşınmak, taşınırken de üst kat komşunun çocuğu var mı falan diye sormak lazım.
0
jangbogo
(09.01.21)
Bu konuda şikayetçi olan herkes cimere yazsa belki bir şeyler değişirdi. Eminim kendisi tv izliyordur, çocuk da kosuyordur.
0
gelmeistemem
(09.01.21)
1 ay kadar önce iş ve şehir değiştirdim, eski ev dubleksti, alt komşu derdimiz yoktu. Oğlum 2.5 yaşında ve bahsettiğin durum bizde de var.

Eskiden oyuncak atına binip dıgıdık dıgıdık diyerek evi turlayabiliyordu, şimdi engel oluyoruz ama koşmasına yapabileceğimiz bir şey yok, napalım tasma mı takalım çocuğa koşuyor.

Bir de zıplama dedikçe yapılmaması gereken bir şey olduğunu biliyor ve ilgi çekmek istediğinde kanguru gibi zıplamaya çalışıyor. Totosuna patlattık yapmasın diye, hem biz vicdan azabı duyduk sonrasında hem de çocuk dayak arsızı olup çıkacak.

Aynı şekilde oyuncaklarıyla oynarken mesela arabayla, yere veya duvara sürtünce aşağı ses gidiyor, halının üstünde yapması için ve duvarlara sürtmemesi için uyarıyoruz.

Ayrıca ağlıyor, banyo yaptıracaksan canı istemezse ağlıyor, saçını yıkamak istersen gönlünü yapmazsan ağlıyor, giydirmek istersen ve o tarzan gibi çükünü sallaya sallaya gezmek istiyorsa ağlıyor.

Vallaha alt komşuyu düşüneceğim diye saçlarım beyazlayacak stresten.

Alt komşu yöneticiye şikayet etti diye ekstra dikka ediyoruz ama bir yerden sonra çocuğun ve bizim de psikolojimiz bozuluyor.

Çocuk yahu bu, ağlayacak, koşacak, oynayacak. Elimden gelen bütün dikkati gösteriyorum evde zıplamasını engelliyoruz, yere bir şeylerle vurmasını engelliyoruz, halı olmayan yerde ses çıkarak bir şeyle oynamasını engelliyoruz, çığlık atmasını engelliyoruz ama evde çocuk koştu, sesli yürüdü, ağladı diye gene şikayet gelirse açarım ağzımı yumarım gözümü, üstüne bu sefer aldığım önlemleri de keser ızdırap olurum.

Bu da evli ve çocuklu bir ailenin gözünden sizin durumunuz.

edit : çocuk 21:30-22:00 gibi uyuyor. 07:00-09:00 gibi uyanıyor.
0
kimlanbu
(09.01.21)
@kimlanbu işte evli&çocuklu aileler olarak anlamadığınız mevzu da bu biz çocuk put gibi evde otursun koşmasın demiyoruz. ama uyanık olduğu süre boyunca ki bu cocuk garip sabah 4te uyanık ve koşuyor evde :) evde sürekli bi ses var yani sizin alt komşu iyi en azından akşam 10dan sonra ev sessiz :)

ayrıca “dikkat ediyoruz” demişsiniz biz de öyle bi çaba olmadığı için zaten sıkıntı. salonda 2dakikadan fazla çocuk sehpayı parkeye sürtüyor anne&baba&anneanne&dede salonda (çünkü aynı anda tv sesi geliyor haberleri izliyorlar) çocuğum yapma demiyorlar.

bi de anlamadığım çocuktur tabi ki koşacak evde diyorsunuz ya bu çocuklar oturarak oyun oynamayı bilmiyor mu? bi çocuk uyanık olduğu süre boyunca koşar mı evet koşuyormuş 4aydır görüyoruz
0
🌸melodi
(09.01.21)
Çocuğum yok ama sen haksızsın. "Açtım ağzımı yumdum gözümü" dediğin için soğukkanlı bir iletişim de kuramamışsın büyük ihtimalle bu yüzden haksızsın.
Apartman yaşantısında bunlar var ve sırf bu yüzden ev satın almıyorum. Ebeveynin 2,5 yaşındaki çocuğa ne yapmasını bekliyorsun? sakinleştirici iğne mi vursun yatağa mı bağlasın dayak arsızı mı yapsın?
Müstakil ev konforu isteyen müstakil evde oturacak bu kadar basit.

edit; arkadaşın duyuruyu neden açtığını anlamadım ben. kendisiyle aynı düşünmeyen herkese karşı bir cevabı, savunması var. sadece onu haklı bulanlara tik veriyor falan :) yaptığını tasdik edip egosunu okşayacak cevaplara ihtiyacı var belli ki. oyna devam.
0
dadasalon
(09.01.21)
@dadasalon müstakil ev konforu aradığım fikri nası oluştu bilmiyorum ama 34 senedir apartmanda ara katta oturuyorum ilk defa böyle bi sıkıntı yaşıyorum. çocuğuna terbiye vermekten aciz insanlar müstakil ev konforu arıyorlar. apartman yaşantısında bu olur derken insanları rahatsız etmek mi, hiç sessizlik olmaması...

çocuğuna yapma demeyi öğretmeli mesela balkona çıkıp saatlerce bağırmasına engel olmalı mesela. 3.kattan aşağıya inerken merdivende çığlık atmamasını sağlamalı mesela(saat farkı gözetmeksizin)
0
🌸melodi
(09.01.21)
valla bunun kökten çözümü çocuklu ailelerin mahalleleriyle öbürlerini ayırmak bence. hepsi birbirine katlansın. gece kakaka kikiki yapanı da o mahalleye postalayacaksın. sessizler de gariplerim kitaplarını okusunlar.
0
durme
(09.01.21)
bir de arkadaşım çocukları standardize etmişsiniz. Aynı ana babadan olma ve yetiştirilme çok farklı karakterleri olan çocuklar da çevremde. Bi ailenin çocuğu gerçekten usludur söz dinliyordur çok rahat bok atabilir diğerlerine eğitemiyorlar vs diye. ama kimisi gerçekten naparsan yap durmayabiliyor napsınlar dövsünler mi çocukları. ayrıca istediğiniz yere şikayet edin yanlış bilmiyorsam çocuk gürültüsü yüzünden bir işlem yapmıyorlar.

anne baba bir gayret göstermiyor demişsiniz bu ayrı bi konu tabi ama bunu da bilemezsiniz.

azcık empati pls.
0
entropik
(09.01.21)
@entropik eve sosyal hizmetleri gönderip çocuğa iyi bakamıyorlar diye şikayet edince ne olduğunu izleriz hep beraber :)

bi çocuk aralıksız bazı şeyleri yapmaya devam ediyorsa anne&babanın bir şey yapmadığını anlamak için çokta zeki olmaya gerek yok.

neden hep empati tek taraflı. aynı empati çocuk sahibi olanlarda da olsa sıkıntı yok. kapıma gelipte “napayım yaeeee” diye ağzını yaya yaya konuşmasın mesela. kendi salonda böğürerek tv izlerken 2 çocuğu arka odaya atıp tepinmelerine izin vermesin mesela. anlıyorum kendisi de yorgundur çocuğa zaman ayırmaktansa kendine zaman ayırmayı seçiyordur. evet linç yicem biliyorum o zaman doğurmuycaksın.
0
🌸melodi
(09.01.21)
@melodi şikayeti gürültü için söylemiştim..

yorumlara bakarsan genelde anne babalar komşuyu tutuyor, çocuksuz yada bekarlar sizi :)
0
entropik
(09.01.21)
bakalım bu sessizlik ne kadar sürecek ama isteyince oluyormuş çıt yok evde. 4aydır ilk defa evimiz bu kadar sessiz sürekli yok yok kesin çocukları öldürdüler falan diye geyik yapıyoruz şaşkınlık içindeyiz :)
0
🌸melodi
(09.01.21)
Sorunun basligi hatali, "ben hakliyim, evet evet ben, sadece ben degil mi?" olacakti, cunku sana hak vermeyen herkese ters cevap verdin. Ayrica tiklari da vermedin ki o bize cok koydu, aksam don don uyku tutmadi, zalimsin. :)

Gon$uya buranin linkini ver, bak ekibi topladim eger sessizlik devam etmezse gelip kafanizi kiracaz de salmasinlar. Ben de seni kiracagima saf degistiririm onlarin oglani doverim. Eksiduyuru olarak onlari cocuk yapmaya ve bunun ustune apartmanda yasamaya cesaret etmeye pisman hale gelecek kadar bir dovelim. Mis gibi, ohhh...
0
cooperr
(09.01.21)
(3)

ev taşıma - internet taahhüdü

nickini degistiren yazar
ev taşımak istiyorum. taşınmak istediğim evde internet kiranın içinde. dolayısıyla internet bağlatmama gerek yok. ama şu anki evimde internet taahhüdüm var. taahhüdüm ekim ayında bitiyor. şimdi iptal edersem 800tl cezası var. ne yapabilirim?internetim kablonet.
ev taşımak istiyorum. taşınmak istediğim evde internet kiranın içinde. dolayısıyla internet bağlatmama gerek yok. ama şu anki evimde internet taahhüdüm var. taahhüdüm ekim ayında bitiyor. şimdi iptal edersem 800tl cezası var. ne yapabilirim?

internetim kablonet.
0
nickini degistiren yazar
(08.01.21)
tasindiginiz yerde kablonet altyapisi yoksa belki iptal edebilirler bunu sordunuz mu?

ben de benzer durumu ttnet'de yasadim, taahutum devam ediyordu ama tasindigim yerde altyapi yoktu (port yoktu) once 6 ay dondurdum sonra altyapi hala yok dedim ve iptal ettiler cayma bedeli falan odemedim.

bir sorun bence belki iptal ederler
0
exlibris
(08.01.21)
@exlibris

evet. mantıklı.
0
🌸nickini degistiren yazar
(08.01.21)
devredebiliyorsan devret.
devredene kadar 180 günlük dondurma süresini de kullanabilirsin taşındıktan sonra.
0
janderzel zartanyan
(08.01.21)
(3)

Memuriyet için Demiryolları mı Uzay Ajansı mı? (Ankara)

istambul
KPSS merkezî atamada hangisini yazayım? Türkiye Uzay Ajansı yeni kuruldu, internet sitesi yapım aşamasında, adresi bile yok internette. Yeni olması iyi de olabilir kötü de. TCDD'nin büro memurluğu da güzel diyorlar ama bilemiyorum.Bu arada hangisinin maaşı daha iyi diye bakmıyorum hangisinin işi-ula
KPSS merkezî atamada hangisini yazayım? Türkiye Uzay Ajansı yeni kuruldu, internet sitesi yapım aşamasında, adresi bile yok internette. Yeni olması iyi de olabilir kötü de. TCDD'nin büro memurluğu da güzel diyorlar ama bilemiyorum.

Bu arada hangisinin maaşı daha iyi diye bakmıyorum hangisinin işi-ulaşımı daha rahattır diye bakıyorum.
0
istambul
(06.01.21)
uzay ajansı'nın paso yatış olacağını tahmin ediyorum :)
0
nickini degistiren yazar
(06.01.21)
büro memurluğu açısından çok bir fark olacağını sanmam. hangi kurumda olursa olsun yazışma, evrak işleri falan olacak zaten. lojman, tesis, tayin hakkı (kurum hangi şehirlerde var) vs. gibi durumlara bakmakta fayda var. tüm şartlar eşitse "uzay ajansında çalışıyorum" demenin ayrıca bir havası da olacaktır :D
0
hadsafhada
(06.01.21)
-maaş, ek ödeme vs. Parasal yönden anlamlı fark oluşturacak bir durum söz konusu ise geliri fazla olan kurumu tercih ederim.

-tayin imkanı da çok önemli. Rutine dayalı ve kendine göre stresi olan bir iş memuriyet. Dolayısıyla insan şehir değişikliği veya haftasonlarını değerlendirebileceği bir bölgede yaşamak ihtiyacı hissediyor zaman içerisinde. Bence bu kriterde demiryolları öndedir, çünkü taşra teşkilatı yaygındır.

- iş yükü, sosyal olanaklar. Her ne kadar büro memuru her kurumda yaptığı iş sabittir gibi bir algı var ama, bu iş yükünün yoğunluğu kurumdan kuruma, hatta aynı kurumun aynı iş pozisyonunun farklı bölgelerinde/şehirlerinde/binalarında değişkenlik gösteriyor.
0
wilhelmwasmuss
(06.01.21)
(7)

Ürün benim değil mi? Satmıyorum.

inte17
Bir çoğumuz böyle bir şey duymuşuzdur diziler de filmler de. Yasal olarak bir marketin veya cafenin ürünü satın almak isteyen kişiye karşı satmak gibi bir yükümlülüğü var mı yoksa sırf adamı/kadını beğenmediğinden red edebilir mi? Bu giyim kuşam olur. Kişinin tipi veya huyu olabilir.
Bir çoğumuz böyle bir şey duymuşuzdur diziler de filmler de.

Yasal olarak bir marketin veya cafenin ürünü satın almak isteyen kişiye karşı satmak gibi bir yükümlülüğü var mı yoksa sırf adamı/kadını beğenmediğinden red edebilir mi? Bu giyim kuşam olur. Kişinin tipi veya huyu olabilir.
0
inte17
(27.12.20)
Yasal olarak türkiye'de durum nedir bilmiyorum. İstemediklerine servis yapmamak için çeşitli bahaneler (bu masa rezerve, kapatıyoruz veya otelde ise yerimiz yok) bulurlar genelde. Abd'de bu tarz yasa var sanırım. Right to refuse service diye aratın çıkar.
0
the coon
(27.12.20)
Teşekkürler.
0
🌸inte17
(27.12.20)
Yasal olarak teşhirdeki bir ürünü satmama hakkın yok.

Kanun:6502

Satıştan kaçınma

MADDE 6 – (1) Vitrinde, rafta, elektronik ortamda veya açıkça görülebilir herhangi bir yerde teşhir edilen malın, satılık olmadığı belirtilen bir ibareye yer verilmedikçe satışından kaçınılamaz.

(2) Hizmet sağlamaktan haklı bir sebep olmaksızın kaçınılamaz.

(3) Ticari veya mesleki amaçlarla hareket edenler; aksine bir teamül, ticari örf veya adet ya da haklı bir sebep yoksa; bir mal veya hizmetin satışını o mal veya hizmetin, kendisi tarafından belirlenen miktar, sayı, ebat gibi koşullara ya da başka bir mal veya hizmetin satın alınması şartına bağlayamaz.
0
PoscheN
(27.12.20)
@PoscheN cevabımı almış oldum. Teşekkür ederim.
0
🌸inte17
(27.12.20)
aynı yasa bizde de var tabi ki.

raftaki bir ürünü satamama şansı yok.

(ama türkiye gerçekleri diye bir şey var orası ayrı)

veya bir cafede restoranda masada bir ibare yok ise masayı sana vermeme şansı yok (hoş zaten masayı size vermeyecekse rezerve olmasa dahi koyuyor adam o yazıyı masaya)

başka bir örnek verelim, diyelim 100 liralık bir ürün alacaksınız markettesiniz, ama çalışanlar yanlışlıkla 10 kuruş etiket basmış. 10 kuruştan tüm rafı indirip alma hakkınız var yanlışlık olmuş deme şansları yok.(*) hatta ürün barkodluysa ve kasadaki ekranda 100 lira görünüyorsa yine etiket geçerlidir. bunu fotoğraflamak yeterli.
[(*)etik kısmına girmiyorum sadece teoriden bahsediyorum]

eğer hizmetse bahane bulmaları çok kolay. bir de üstte dediğim gibi üleke gerçekleri var. anında kavga çıkaracak personeller var. hır gürü göze alamayıp hee diyip gidiyorsun.
0
jamiro
(27.12.20)
eğlence mekanlarına tipinize/cinsiyetinize bakarak almayabiliyorlar.
0
nickini degistiren yazar
(27.12.20)
Böyle bir hakkın olsaydı karaborsa yasal olurdu
0
Unde bach canim
(27.12.20)
(6)

Yılda sadece 1-2 kez çok yoğun kullanılan siteler server'larını birleştirse

kanepeee
Herkese merhaba. Yattığım yerden bulduğum yeni bir fikirle karşınızdayım.Üniversitelerin ders kayıt zamanında aynı anda binlerce öğrenci sisteme yüklenince öğrenciler hep şikayet ediyor biliyorsunuz. Ama yılda 2 defa 2şer saat yoğun kullanılan bir sisteme de çok yatırım yapmak biraz mantıksız.Üniver
Herkese merhaba. Yattığım yerden bulduğum yeni bir fikirle karşınızdayım.

Üniversitelerin ders kayıt zamanında aynı anda binlerce öğrenci sisteme yüklenince öğrenciler hep şikayet ediyor biliyorsunuz. Ama yılda 2 defa 2şer saat yoğun kullanılan bir sisteme de çok yatırım yapmak biraz mantıksız.

Üniversite sınav sonuçları açıklanırken yine ösym sonuç açıklama sistemi kilitlenir genellikle.

Deprem olduğu zaman kandilli rasathanesi sitesi hayli geç yükleniyor (ama bunda diğer örneklerden farklı olarak sistemin ne zaman yoğunlaşacağı belirsiz)

Örnekler çoğaltılabilir...

Mesela 3 tane üniversite dese ki, güçlerimizi birleştirelim, ders kayıtlarımız farklı farklı ikişer gün olsun, ama sistemin yükü üçte birine düşsün.

Nasıl fikir? Bürokratik engeller dışında teknik engeller çok mu?
0
kanepeee
(22.12.20)
ölçeklenebilir yazılım geliştirmek zahmetli oluyor
0
Sir Anthony Hopkins
(22.12.20)
işte bunun için aws var. ama devlet kurumları verilerini başka bir şirketin bilgisayarında tutmak istemiyor.
0
nickini degistiren yazar
(22.12.20)
Çok daha güzel 2 yöntem var:

1- cloud
2- doğru düzgün kod yazmak.

İkisini de yapamama sebepleri teknik açıdan çok zayıf olmaları üniversitelerin. Bu sistemleri ya içeriden biraz kendi kendine bir şeyler öğrenmiş birine yaptırıyorlar ya da ihale ile alıyorlar ama ihale de işlemiyor, çünkü spesifikasyonları düzgün hazırlayamıyorlar, ihaleyi hazırlayan elemanlar anlamıyor olaydan.

Bir de bu tarz problemler genelde sorunun üzerine sunucu atarak çözülebilecek problemler değil.

Dümdüz bir site yazmakla, anlık 50 bin kullanıcısı olan bir uygulama geliştirmek epey farklı şeyler, sistem tasarımı farklı olmalı, kullanacağın araçlar farklı olmalı, programcının mentalitesi farklı olmalı vs.

Yani şöyle anlatayım: ders kayıt sistemini anlık 100 kişiye göre yapıyorlar ama kayıt anında anlık 10.000 kişi oluyor. Sunucu sayısını 3'e katlasan, "kapasiten" anlık 300 kişi olacak, yine çözüm değil. Sunucuların önünde load-balancer atarak da çözemiyorsun bunu. Baştan anlık 10.000 kişiye göre tasarlaman gerekiyor her şeyi. İşte uzun session'ları tutacaksın, sorgular birbirlerini engellemeyecek, bottleneck olan yerleri asenkron yapabiliyorsan öyle yapacaksın falan filan.
0
plutongezegendegilmi
(22.12.20)
güvenlik nedeniyle herkes kendi bilgisini kendi içinde tutmak istiyor. bir nevi kvkk durumu

bir de söz konusu sunucuya sürekli olarak "kampüs" içinden erişiyorlar. yani söz konusu sunucu belki sadece 3 gün kampüs dışından kullanılıyor. böyle olunca dışarıda bir sunucu işlerine yaramayacaktır.

haaaa devlet çok güçlü bir altyapı kurar, tüm kurumlara gel bunu kullan der, orası ayrı.
0
co2s2
(22.12.20)
Bunu buldular :( bknz horizontal scaling
0
wiekannich
(22.12.20)
On site isteyenler için bile kocaman öpen source cloud yaptılar, bknz openstack
0
wiekannich
(22.12.20)
(4)

mahalleye arabayla gelen satıcıların vergi vermemesi

japonmanyagi
arkadaşlarla olan whatsapp grubumuzda çok alevli bir tartışma dönüyor. konu şu.mahalleye gelen sütçü, patatesçi bunları satmak için sağlık bakanlığından onay alıyor mu? almıyorsa nasıl satabiliyor? vergi ödüyor mü? ödemiyorsa devlet nasıl izin veriyor?bilgilendirirseniz sevinirim çok merak ettiğim b
arkadaşlarla olan whatsapp grubumuzda çok alevli bir tartışma dönüyor. konu şu.

mahalleye gelen sütçü, patatesçi bunları satmak için sağlık bakanlığından onay alıyor mu? almıyorsa nasıl satabiliyor? vergi ödüyor mü? ödemiyorsa devlet nasıl izin veriyor?

bilgilendirirseniz sevinirim çok merak ettiğim bir konu
0
japonmanyagi
(18.12.20)
sağlık bakanlığından onay alan firmaların sucuğunda, köftesinde, kıymasında, salamında tırnak kanatlı sakatat falan çıkıyor. para cezası verip ya da farklı isimle tekrar satmaya devam ediyorlar. 5 yıl içinde 5 kere ceza alan firmalar var hala satış yapıyor.

üzerinde sağlığa elverişsiz ölçüde tarım ilacı bulunan domatesler ihracat yapılırken gümrükten geri döndürülüp markette pazarda satılıyor.

sizce sokaktaki seyyar satıcının sütü sağlık bakanlığından onaylı mıdır? onaylı olsa ne değişiyor? aynı sağlık bakanlığı yukarıdakileri de onaylıyor.
0
reanarchy
(18.12.20)
seyyar satıcılar vergi ödemez.
0
nickini degistiren yazar
(18.12.20)
yok hocam ne vergisi ne izni ya. kamyonetiyle geliyorlar satışını yapıp gidiyorlar. fiş filan da kesmiyorlar. anca zabıta veya polis gelince topukluyorlar ya da aralarında "anlaşıyorlar".
0
elektr10
(18.12.20)
sağlık bakanlığı kısmını bilmem, vergi kısmını açıklayayım.

vergi ödüyor da olabilirler. hani sayın cumhurbaşkanımızın kira yardımı yapacaklarını beyan ettiği "basit usul" grubuna dahil esnaf var ya, işte onlardan olup, gayet vergisini ödeyerek çalışıyor olabilirler.

yani seyyar satıcılar da her şey kitabına uygun olsun derlerse vergi ödeyebilirler.

sokakta tezgah açanların da çoğu yasal değil ama belediyeye başvurup işgaliye bedelini ödedikten sonra pekala yasal olarak seyyar satış da yapabilirler.
0
kibritsuyu
(18.12.20)
(9)

‘olup’ kelimesinden sonra virgül?

al sana nick it
Örnek: sözleşme imzalanmış olup taraflara teslim edilmiştir. Burada olup kelimesinden sonra virgül gelir mi gelmez mi? Hissiyata değil de bilgiye dayalı cevap verirseniz sevinirim.
Örnek: sözleşme imzalanmış olup taraflara teslim edilmiştir.

Burada olup kelimesinden sonra virgül gelir mi gelmez mi? Hissiyata değil de bilgiye dayalı cevap verirseniz sevinirim.
0
al sana nick it
(16.12.20)
gelmez.
0
nickini degistiren yazar
(16.12.20)
neden gelsin ki?
0
co2s2
(16.12.20)
No gelmez
0
mor oje
(16.12.20)
(git: www.tdk.gov.tr)

virgül başlığının 13 üncü maddesini inceleyin.
0
maybe one day
(16.12.20)
Gelmez.

İyi günler.
0
ryhmer
(16.12.20)
Gelmez. Vurgulara bile keyfi şekilde virgül ekleyerek iyi bir metin yazdığını sanmak bir Türkçe öğrenememe hastalığıdır.
0
pass
(16.12.20)
Sıfat fiilden sonra virgül gelmez de çoğu akademik kaynakta görüyorum ben bunu.
0
Hallegadola
(16.12.20)
Olup kelimesi fiilimsi olup aynı zamanda iki cümle arasında köprü görevi gördüğünden araya birgül gerekmez. Ama olup'tan sonra birkaç tane daha fiilimsili cümle kurulacak ve yüklem anca ondan sonra gelecekse, yani birkaç yan cümlecikten oluşan bir cümle kuracaksan ve o cümlelerde yüklem olarak fiil değil fiilimsi varsa aralarına virgül konur.
0
1bir1bir1
(16.12.20)
Bağ fiilden sonra virgül gelmez.
0
ruhen hastayim ben
(16.12.20)
(8)

Insanlar neden Netflix'de su film, Netflix'de su dizi kalibi ile konusuyor?

freedonia
Benim Netflix'im var demek icin mi, Netflix zenginlik gostergesi mi? Niye surekli Netflix uzerinden tanimlaniyor diziler, filmler. Ziraat Turkiye Kupasi macini izleyecegim aksam, Spor toto super ligde sampiyon olacak bizim takim gibi bir sey bu:) Kanal d yapimi Aski Memnu'da soyle oldu bu hafta diye
Benim Netflix'im var demek icin mi, Netflix zenginlik gostergesi mi? Niye surekli Netflix uzerinden tanimlaniyor diziler, filmler. Ziraat Turkiye Kupasi macini izleyecegim aksam, Spor toto super ligde sampiyon olacak bizim takim gibi bir sey bu:) Kanal d yapimi Aski Memnu'da soyle oldu bu hafta diye mi konusuyorduk eskiden?
0
freedonia
(13.12.20)
Bazı diziler sadece Netflix de var çünkü, başka platformda yok.

Dün sinemaya gittim, şu filmi izledim demek gibi biraz. O film henüz başka yerlerde yok, nerede izledin sorusunun cevabını önden vermiş oluyor.
0
ejderha kuyrugunun ucunda yanan ates
(13.12.20)
Genelde peşine Netflixte var mı diye soru geliyor
0
kisa
(13.12.20)
netflix neden zenginlik göstergesi olsun ki? bir paket sigara parası ile bir ay istediğin kadar şey izleyebiliyorsun.
0
nickini degistiren yazar
(13.12.20)
Bazı yeni nesil ve bilgisayardan anlamayan insanlar için dizi ve film sadece netflix'ten izlenebiliyor çünkü. Öncesinde nereden izliyorlardı onu anlamıyorum bu ifade kullanılınca.
0
Tochinoshin
(13.12.20)
"Netflix üyesiysen sen de izle" alt metni var bence o söylemde. Bir görgüsüzlük vs. sezmedim ben hiç. Aylık 11 liranın ne zenginliği olabilir ayrıca?

Netflix kolaylık sağlıyor. Ben Netflix'e henüz gelmedi diye Better Call Saul'un son sezonunu izlemeye üşeniyorum. Oysa stremio ile netflix kadar izlemek kolay ama yine de netflix gibi olmuyor.
0
himmet dayi
(13.12.20)
e dün show tv'de ibo show vardı onu izledik demiyor musun? hangi kanalda olduğunun bir önemi yok ama nerede izlediğini söylüyorsun işte. bir altmetni yok bunun. netflix'te dark var onu izledim diyorsun mesela. çünkü netflix'te izlenebilen bir şey.
0
bohr atom modeli
(13.12.20)
Bence de kolaylık olsun diye. Youtube da şunu izledim demek gibi birşey. Zenginlik göstergesi hiç değil. Aksine hayatımızın içinde olduğu için fark edilmiyor bile.
0
mobydick
(13.12.20)
Netflixden başka ortamlarda var çünkü

Netflix
Amazon
Mubi
Blutv
0
freebird5406_2
(13.12.20)
(17)

Asgari ücret ne olur?

havadakarada
Net ücret tahminlerini alabilir miyim
Net ücret tahminlerini alabilir miyim
0
havadakarada
(11.12.20)
2.700 küsür civarı bence.
0
scudman1
(11.12.20)
2900
0
valarmurgulis
(11.12.20)
ben de 2.700 civarı olur diyorum
0
balllooon
(11.12.20)
2680
0
NightBringer
(11.12.20)
bu krizde firmalar asgari ücret artışının altından kalkamazlar.

asgari ücret artarsa 3 kişinin işini 1 kişiye verirler 2 kişi daha işsiz olur.

o sebeple artmaz.
0
duyurukullanıcısı
(11.12.20)
2700'ün üstü işsizliği patlatır. 2580 gibi bir rakam bekliyorum. psikolojik sınırın da altında olur işverenler için.
0
avatar is back
(11.12.20)
2021'de erken seçim planlanıyorsa yüksek aksi durumda düşük.
0
nuisance
(11.12.20)
Olmasi gereken max 2500 yapacaklarini korkarak dusundugum 2700
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(11.12.20)
2900tl net.
0
nickini degistiren yazar
(11.12.20)
geçen seneki tahminim tutmuştu, 2650 civarı olur diye düşünüyorum.
0
candide
(11.12.20)
Net 2500'den fazla olmaz bence.
0
battal gemalmaz
(11.12.20)
2.700
0
iwasbornonamountainside
(11.12.20)
2.450 filan bence
0
sweetoffice
(11.12.20)
agi dahil 2500 diyorum
0
naksidil
(11.12.20)
2526 TL
0
Ven
(11.12.20)
Son 2 senede 400 ve 325 olarak zamlandı, değeri düşen TL’ye istinaden 2700-2800 arası olur diyorum. 2700’den aşağı olmaz bence.
0
drystedb efficacious
(11.12.20)
2750 net
0
cooperr
(11.12.20)
(12)

Zeka Sorusu

Euler1123
Hayvan ismini bulunuz.
Hayvan ismini bulunuz.
0
Euler1123
(03.12.20)
at mı o
0
super kahraman olsaydim baba olurdum
(03.12.20)
sağdaki kodlamanın şaşırtma amaçlı konduğunu düşünüyorum. hiçbir mantığı yok. 6-5-4-3 harfli hayvanlar şeklinde gittiğine göre tek 2 harfli hayvan olan at diyorum. it de var ama o argo sayılır.
0
sir gawain
(03.12.20)
Yandaki kodlamaların bir anlamı var.Sallayarak 2,3,4,5,6 harfli diye cevap bulunmaz.
0
🌸Euler1123
(03.12.20)
ceylan mı o?
0
habarbey
(03.12.20)
Nasıl buldunuz ceylanı?
0
🌸Euler1123
(03.12.20)
kelime başından itibaren ardışık harflere eşit mesafedeki ortasındaki harfi, olmayınca ortadaki ikisini beraber yazıyor gibi gibi.
0
habarbey
(03.12.20)
Ceylan
0
Kahir ekseriyet
(03.12.20)
Bir kuralı anlamadım yine de tam kuralı verirseniz memnun olurum.
0
Kahir ekseriyet
(03.12.20)
zürafa - vy şt ç ç
z'den ü'ye gidene kadar vy üzerinden geçiyoruz. ü'den r'ye gidene kadar geçtiğimiz harflerin orta ikisi şt. a'dan f'ye giderken geçtiğimiz harflerin ortası ç. iki kere bu yolu geçtiğimiz için iki tane ç var.

köpek - mn öp j h
k'den ö'ye giderken geçtiğimiz harflerin orta ikisi mn. öp aynı. p'den e'ye gidene kadar geçtiğimiz harflerin ortası j. e'den k'ye gidene kadar geçtiğimiz harflerin ortası h.

kedi - h de gğ
k'den e'ye gidene kadar geçtiğimiz harflerin ortası h. ed aynı. d'den i'ye giderken geçtiğimiz harflerin orta ikisi gğ

kaz - fg l
k'den a'ya giderken geçtiğimiz harflerin orta ikisi fg. a'dan z'ye giderken geçtiğimiz harflerin ortası l.

? - çd n rs g ğ
ceylan olursa ce arasında çd var. ey arasındaki ortadaki harf n. yl arasında ortadaki iki harf rs. al arasındaki ortadaki harf g. an arasındaki ortadaki harf ğ.
0
nickini degistiren yazar
(03.12.20)
bu soruda bizim oğlan da s.çtı, at dedik en son mantığını çözemeyince :))
0
cowboy
(03.12.20)
Soru yanlis gibi geliyor bana. Hayvanlarin bir harfinden sonrakine en kisa yoldan giderken yolun ortasinadki harfi (ya da uzaklik tek haneli ise ortasindaki iki harfi alfabetik sirayla) almislar. Hatalar da su:
1) Kaz icin a'dan z'ye l yerine az almalari gerekirdi. Ya da cember olmayacakti.
2) Zurafa icin r'den a'ya gitmemisler.

Soru nereden bu arada?
0
dunal
(03.12.20)
@dunal

Türk Zeka Vakfının okullar arası zeka oyunları şampiyonası sınavından ve bu soru ilkokul 4. sınıf öğrencilerine sorulan bir soru. bundan daha kazık olanlar da vardı sorularda.
0
cowboy
(05.12.20)
(4)

Bu tarz olaylarda savcı nasıl karar veriyor?

gelmeistemem
Anne kızına ders kitabı atmış. Hakkında 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmış. Daha önce de terlik silah sayılmıştı. Belki kız yalan söylüyor? Neye göre inanıyor savcı?
Anne kızına ders kitabı atmış. Hakkında 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmış. Daha önce de terlik silah sayılmıştı. Belki kız yalan söylüyor? Neye göre inanıyor savcı?
0
gelmeistemem
(02.12.20)
Tüm dosya kapsamına göre dava açılır. Belki anne ikrar etmiştir,belki darp raponunda cisimle yaralandığı yazıyordur. Dava açması da ceza alacağı anlamına gelmez. Medya abartır en üst sınırı yazar. Ama genelde böyle durumlarda alt sınırdan ceza verilir o da ertelenir.
0
Mistyimage
(02.12.20)
Kız kendi kafasını bir yere vurup, darp raporu almış olamaz mı? Bu kadar kolay mı birini şikayet etmek ve cezasını almasını sağlamak?
0
🌸gelmeistemem
(02.12.20)
@gelmeistemem

ona bakarsan hiç kimsenin cezalandırılmaması lazım. birisini tenhada görürsek dövebilmemiz lazım.
0
nickini degistiren yazar
(02.12.20)
yaralamaya elverişli şeyler silah sayılır, tck ya göre sorun yok. ateşli silahlar kavramı ayrı tck da. ders kitabını nasıl atmış o önemli atıp sert kısmı ile burnunu kırdıysa, bide öyle düşün. anne ifadesinde ikrar ettiyse yaptım diye onu da ekle. al sana gül gibi iddianame.
0
Topalordek
(02.12.20)
(8)

bekar tek yaşayıp çalışanlar neden apartmanda yaşıyor?

Tochinoshin
apartta kalsalar daha iyi değil mi? üniversiteye de yakın ortam olur?
apartta kalsalar daha iyi değil mi? üniversiteye de yakın ortam olur?
0
Tochinoshin
(01.12.20)
bekar tek yaşayıp çalışanlar neden üniversiteye yakın olma gereği duysun? adam üniversite ortamını bitirmiş artık.
0
prodeq
(01.12.20)
prodeq +1

üniversite ortamında ne yapacağım? çoluk çocukla mı uğraşalım bi de...
0
himmet dayi
(01.12.20)
çok ses oluyor öğrenci apartlarında vs. kafa dinleyemiyorsun. öğrenci apartları ekstra kalitesiz bi de bütün sesi içeri alıyor.

Ayrıca öğrenci ile kim uğraşacak. +1
0
westblack
(01.12.20)
ben alt komşunun yaptığı çocuk gürültüsünden bile rahatsızım. imkanım olsa müstakil evde oturucam.
0
nickini degistiren yazar
(01.12.20)
Apart ne arkadas, biz normal yetiskin gibi bir hayat yasamak istiyoruz, ne o oyle 35’inde ogrenci gibi takilmac.
0
mor oje
(01.12.20)
bana ait bir yer olsun istiyorum.
arkadaşlarımı nerede ağırlayacağım?
muadil olarak apartlardaki ensuit odaları koyuyorsak zaten ekonomik olarak daha fazla.
yok paylaşımlı oda(!)dan bahsediyorsanız zaten ne alaka? bunlarla ancak yurtları kıyaslayabilirsiniz.
0
jimjim
(01.12.20)
çok güldüm hacıı :)) kaantır da atarız bebelerle.

derdi eski stewie.

öğrenciyle ne işim olur. 30'ların ikinci yarısında adamım. komşum var, sarışın rus, ona çaya gidiyorum şimdi.
0
stewie
(01.12.20)
@prodeq +1

Ayrıca maddi imkanım varken neden apartta kalayım? İşime yakın yeni bir binada temiz temiz kalıyorum. Bonus olarak ergen de olmuyor.
0
ruhen hastayim ben
(01.12.20)
(7)

petrolümüz olsa

Tochinoshin
birey bazında nasıl zengin olurduk? herkes petrol sektöründe çalışırdı ve yüksek maaşlar mı alırdı? petrolü olan ülkelerde zengin olan kesim kim ve nasıl olmuşlar?
birey bazında nasıl zengin olurduk? herkes petrol sektöründe çalışırdı ve yüksek maaşlar mı alırdı? petrolü olan ülkelerde zengin olan kesim kim ve nasıl olmuşlar?
0
Tochinoshin
(01.12.20)
Bireysel zenginliği doğrudan petrol sahibi olmakla bağdaştıramayız.

Brezilya, Meksika, Rusya, Venezuella, Irak, Cezayir, Libya gibi ülkeler dünyanın en büyük petrol üretici ülkelerinden birkaçı. Petrol zengini deyince akla ilk olarak Arap ülkeleri geliyor halilye. Onların zenginliği de krallıklarından geliyor. Petrolün 'sahibi' onlar zaten.

Venezuella mesela, en büyük petrol üreticilerinden biri ama ambargolar nedeniyle ve siyasal diğer nedenlerle fakirlik çekiyorlar. Brezilya ve Meksika desen keza öyle.

Bizde petrol olsa "herkes petrol sektöründe mi çalışırdı?" diye bir durum olmaz. 84.7 milyon nüfusa sahip bir ülkeyiz. Petrol üretiminde bu kadar büyük bir işgücüne ihtiyaç olmazdı.
0
himmet dayi
(01.12.20)
otomotivden elektronikten hayvani vergiler çok düşük seviyelere gelirdi öncelikle. çünkü ülke şu an da kaynak yaratamadığı için bir çok gider kalemini vergiyle karşılıyor. öncelikle refah seviyemizde bir artış gerçekleşirdi. hem azalan vergilerle cebimizde para kalması hem de petrol satışından gelen dövizle ülke içinde para bolluğu başlardı. bugün lüks diye yapamadığımız bir çok şeyi yapardık. ülkenin ucundan ucuna karavanlar gezeninden tut farklı şehirlere yatırımlarda artardı. ülke içi paranın da hızlıca dolaşması demek ekstra zenginleşme ve şehirsel kalkınmayı da getirirdi peşinde.

işi normalde petrol olanlar harici ekstra o sektörde çalışan olmazdı. zengin ya da istihdam oradan gelmezdi. para bolluğu olunca ilk iş insanlar hobilerine yöneliyorlar. müzik işine gireninden marangozluğa çiçekçiliğe soyunana kadar her türlü iş gırla artardı. batsan dünyanın sonu değil, çok kazanamazsan sorun değil sonuçta hobi.

böyle böyle önce refah sonra zenginlik sonra da huzur gelirdi
0
avatar is back
(01.12.20)
ülkesine göre değişiyor. örneğin kuveyt'te petrol geliri bireysel zenginliğe yansımış, her birey devletin etinden sütünden faydalanıyor epeyce. norveç'te ülkenin zenginliğine yansımış, wealth fund ile bundan sonraki 20 nesli garanti altına almışlar. ama azerbaycan'da tek bi ailenin zenginliğine yansımış, gerisi fakirlikten kırılıyor. bizde de muhtemelen 3.sü olur.
0
roket adam
(01.12.20)
Zengin olmazdık. Şu anda milletin vergisini lüpletenler o zaman da petrol gelirlerini lüpletirlerdi. Her zaman diyorum bizim en büyük şansımız yeraltı enerjimziin olmaması. Bu sayede mevcut iktidarı seçimle gönderme imkanı var ama petrol ülkesi olsaydık sittin sene sökemezdin başa geleni. Herkes de pastadan pay almaya kalkacağı için durmadan darbeler, müdahaleler vs vs.
0
dougsampson
(01.12.20)
dünyada olan : özel firmalar, ülkelerin belli arazilerinde (deniz ya da kara) arama sondaj vs yapmak için lisans alırlar. (bildiğim kadarıyla bunun için para vermiyorlar) tabii önüne gelene de vermiyorlar. ciddi firmalara veriyorlar. sonrasında bu firmalar kendi ceplerinden para harcayarak sondaj yapıyor. çıkmazsa başka sondajlarla devam ediyorlar. ama yaptıkları sondaj sonucu petrol ya da doğalgaz bulurlarsa, o petrolün doğalgazın çıkartılması için altyapıyı hazırlıyorlar. çıkanın da bir kısmı devletin oluyor. böylelikle devlet zenginleşiyor. devlet zenginleşince daha az vergi alıyor, insanlara daha iyi imkanlar sunuyor, yardımlar ediyor vs vs vs.. böylelikle insanlar zenginleşiyor, hayat standartları yükseliyor.

bizde ise aramayı devlet yapıyor. üretimi de devlet yapacak. tüm para devlete kalacak. çok yüksek bir meblağ değil ama en azından memleketi düzlüğe çıkartacak kadar bir para. bizi zengin etmez ama komple iflas etmemizi engeller. bir yandan da enerji bağımsızlığı önemli bir şey.

co2s2, sektörün taaaa kalbinden bildirdi.
0
co2s2
(01.12.20)
bu tür kaynaklar üçüncü dünya ülkelerinde daha fazla fakirleşmeye ve insan hakkı ihlallerine neden olurken birinci dünya ülkelerinde daha fazla zenginleşmeye neden oluyorlar. pekiştirici etki deniyor buna.

ülkedeki petrolden elde edilen gelirin doğrudan veya dolaylı olarak halka dönebilmesi için ülkede sağlam bir hukuk sistemi olması gerekiyor. devletin nispeten yolsuzluktan arınmış olması gerekiyor, hesap verebilir ve şeffaf olması gerekiyor.

www.theguardian.com
0
nickini degistiren yazar
(01.12.20)
Türkiye'de petrol üretimi yapılıyor zaten Batman'da ancak rezervimiz yüksek değil. Eğer yüksek rezervlere sahip olup üretim yapıp ihraç etseydik petrol geliri GSYH'mizin patlamasına sebep olur dolayısıyla halkın refah seviyesi artardı. Mesela körfez ülkelerinde (BAE, Katar, Kuveyt) vergi yok ayrıca devlet halka para ödemesi yapıyor. Bugün Katar doğalgaz ve petrol geliri sebebiyle dünyanın en zengin ülkesi Ortalama bir Katarlı İngiliz kraliyet ailesi seviyesinde zenginliğe sahip. Benzer şekilde Norveç refahını petrol gelirine borçlu.
0
berkan11
(01.12.20)
(9)

Telefon numaraları neden bu kadar uzun?

respect
Daha kısa olamaz mıydı 2 ya da 3 haneli gibi?
Daha kısa olamaz mıydı 2 ya da 3 haneli gibi?
0
respect
(29.11.20)
3 haneli olsa o kadar insan nasıl farklı numara alsın?
0
jelly bear
(29.11.20)
niye? üç hane ile sadece 1000 kişinin telefon numarası saklanabilir.
0
nickini degistiren yazar
(29.11.20)
Onluk değil de belki onaltilik sayı sistemi kullansaydik olabilirdi
0
kisa
(29.11.20)
Benim nunaram 123seninki1234 nasıl olacak bu?123 u çevirince 4 u mu bekleyecek
0
kisa
(29.11.20)
Yine mümkün değil çünkü bir standartı olması gerekir. nickname değil ki bu kimi 3 haneli kimi 5 hanesi olsun. bu bir kimlik gibi bi şey sonuçta. sitemler düzgün işlenebilmesi, kullanılabilmesi için herkesin aynı uzunlukta numaraya sahip olması gerekir.
0
jelly bear
(29.11.20)
ilk önce 3 hanelileri verelim, 3 haneliler bitince 4 hanelileri verelim diye bir şey olmaz. önce bütün telefon numaralarını rahatlıkla kapsayabilecek uzunlukta altyapı kurulur, sonra o altyapı değiştirilmez. çünkü altyapıyı değiştirmek çok maliyetli.

insanlık bunu ip adreslerinde gördü. en başında 4 baytın bütün ip adreslerini depolayabileceği düşünüldü. taaa 90'larda 4 baytlık adresin artık yeterli olmayacağı anlaşıldı ve ipv6'ya geçilmek için çalışmaları başlandı. ama aradan geçen 26 yılda geçilemedi.
0
nickini degistiren yazar
(29.11.20)
70 lerde 5 haneydi diye hatırlıyorum.
kod mod yoktu
0
jamswety
(29.11.20)
numaralar sırayla verilmiyor orada bir gruplandırma var, gruplandırmayı anlatmayı daha kolay buluyorsanız son 4 haneyi telefon numaranız olarak aktarabilirsiniz. bazı ülkeler 11 haneli numaralara geçtiler

+90 532 123 45 67
+90 ülke kodu
532 şebeke kodu
123 şebekenin dahili kodu
4567 sizin abonelik kodunuz
0
nahtoderfahrung
(29.11.20)
Yakın geçmişte 6 haneydi, hatta bazı yeşilçam filmelrinde tabelalarda filan dikkat edin 6 hanedir istanbul numaraları, anadoluda belki 5 hane de olabilir @jamswety dediği gibi.

Sayı yetmeyince 7 haneye çıktı İstanbul, hatta başa yeni gelen basamaktaki rakam bölgeyi de belli ediyordu. Hatırladıklarım 2 ile başlayanlar Levent beşiktaş şişli bölgesi, 3 ile başlayanlar boğazın diğer yakası kadıköy beykoz vs, 5 ile başlayanlar daha batıya doğru ilçeler idi bayrampaşa bakırköy vs gibi.

Tabi anlatmaya başlayınca hiç gsm numaralarını düşünmedik, sadece sabit numaralar geldi benim de aklıma.

Velhasılı kelam kalabalık nufusa yetecek kadar numara olması için bu kadar uzun olması şart.
0
John Bloor
(30.11.20)
(2)

Antidepresan öncesi/sonrası

msb
hayatınızda neler değişti?
hayatınızda neler değişti?
0
msb
(28.11.20)
Artık hatırlamıyorum. İlaç kullanmama neden olan şeylerden sonra bir daha eski ben olamadım. Ama bariz bir örnek verebilirim. Ölmedim.
0
ruhen hastayim ben
(28.11.20)
+ yönleri: mutluluk, umursamazlık
- yönleri: libido düşüşü, aşırı uyku
0
nickini degistiren yazar
(28.11.20)
(10)

medeni ülkelerde maske yasağı cezaları nasıl uygulanıyor ?

aslindasorunumpsikolojik
maske takmamanın para cezası olduğunu varsayıyorum, varmı yokmu bilmiyorum.eğer varsa sokakta maske takmayan herkese ceza kesiyormu polis ?bugün mesela şehrin merkezinde maske takmayan (maskesi çenesinde yada hiç yok) onlarca kişiye denk geldim. bizim polis sanki sırf akşam haberlerine malzeme olsun
maske takmamanın para cezası olduğunu varsayıyorum, varmı yokmu bilmiyorum.
eğer varsa sokakta maske takmayan herkese ceza kesiyormu polis ?

bugün mesela şehrin merkezinde maske takmayan (maskesi çenesinde yada hiç yok) onlarca kişiye denk geldim.
bizim polis sanki sırf akşam haberlerine malzeme olsun diye 3-5 kişiye ceza kesip dönüyor karakola.

almanyada mesela polis size maske takmadığınız için ceza keserken, karşıdan gelen maskesiz bir vatandaşı gösterip "ona neden kesmiyorsun" desen polisin tepkisi ne oluyor ?
0
aslindasorunumpsikolojik
(28.11.20)
Almanya’da maske takmayanlara ceza mı? ahahaha. Almanya’da maske takan yok sen cezadan bahsediyorsun. Ekşi sözlük algılarınızı fena bozmuş.
0
catch the arrow
(28.11.20)
Yani o kadar da farkli degil aslinda, Almanya icin konusuyorum, burada sokakta maske zorunlu degil ama sehir merkezi haric. Orada zorunlu. Gecen hafta gittigimde, insanlarin yarisi ya maskesiz ya cenede geziyorlardi. Sokaklarda takilan uc bes polis gordum onlarda bile bazilarinin maske cenedeydi.

Edit: bir onceki cevapla ilgili, dedigim cevaba ilave olarak kapali alanlarda ve toplu tasimada maske ciddiye aliniyor. Herkes takiyor ve takmayanlara gayet toplum baskisi + ceza uygulaniyor. Zaten cogu magaza/market maskesiz iceri almiyor da.
0
Haldamir
(28.11.20)
Almanya'da bulunduğum şehirde (orta büyüklükte) bazı sokak ve caddelerde maske takma zorunluluğu var, girişte tabela ile belirtiliyor. O alanlarda takmayan görmüyorum neredeyse. Ordnungsamt görevlileri dolaşıyor ara ara o alanlarda. Muhtemelen maskesiz gezenleri de uyarıyorlardır. Onun dışında kapalı mekanlarda zorunlu zaten maskesiz almıyorlar bile.
0
reactionic
(28.11.20)
Avusturya’da yasiyorum, acik alanlarda, sokakta maske zorunlu degil. (Acikhavada pazara gidince zorunlu ama ve genelde uyuluyor)

Restoranlar su anda kapali ama birkac kez al-gotur yaptim, maske takan calisan gormedim icerilerde.

Metro-kapali alanlar vs %80 maskeli, %15 burnu acik maskeli, 5% maskesiz ya da cenede. Metroda filan maskesiz yakalanirsan cezasi 50€.

Marketlerde mesafeye, kisi sayisina vs hic dikkat edilmiyor. Diger dukkanlar acilinca nasil olur bilmem.
0
kuehles blondes
(28.11.20)
İngiltere'den yazıyorum. Sokakta maske takma zorunluluğu yok, market içinde de takmayana hiçbir şey demiyorlar. Hatta geçen gün markette maskesiz 2-3 insan vardı. Gittim güvenliğe şikayet ettim "maske takmayan insanlar var içeride" diye. bana "evet biliyorum" dedi. Ben daha ne diyeyim. Toplu taşımada maske takmama cezası £200muş ama 14 gün içinde ödersen £100'a düşürüyorlarmış. Ama otobüste maske takmayanını da gördüm.
0
martini girl
(28.11.20)
şaka maka şu maske olayını en ciddiye alan ülke olabiliriz :d
0
nickini degistiren yazar
(28.11.20)
Maskeyi en ciddiye alan ülke bizsek bu vaka sayısını nasıl açıklıyoruz?
0
valarmurgulis
(28.11.20)
Fransa; nmaske her yerde zorunlu, polis de ceza yazıyor, insanlar hep maskeli
0
hewit
(29.11.20)
hangi vaka sayıcı hocam ? vaka sayısını ankarada 5-10 kişi biliyor sadece.
tamam yüksek tabiki ama gerçek sayıyı bilmiyoruzki yorumlayalım.
yoğun bakımlar dolu deniyor ama yoğun bakımı baştan sona gezerek boş yatak olmadığını gösteren 1 tane video yok.
bende dolu olduğuna inanıyorum ama bu çağda hiç video sızmaması ilginç.
birisi hayrına vatandaş farkına varsın diye sızdırır.
0
🌸aslindasorunumpsikolojik
(29.11.20)
sanırım "bir ülke ne kadar medeni ve özgürse o ülke maske konusunda o kadar rahat" algısı var.

bu çok saçma. bunun özgürlüklerle falan alakası yok. italya'da onlarca gün sokağa çıkmak yasaktı. sonra sokağa ordu indi. ordu ya, italya gibi gelişmiş bir yerde sokağa ordu iniyor, düşünün.

new york'ta toplanma yasağına uymayıp evinde parti verenlerin suyunu kesiyorlardı en son.

başka örnek aklıma gelmedi ama ben 5-6 aydır korona haberlerini takip etmiyorum. takip etsem kim bilir daha ne örnekler görürdüm.

yani demem o ki sağlık konusunda bu işin medenisi geri kalmışı vs. olmaz. sanki suudi arabistan, katar, somali (gerçi bunların takacak maskesi de olmayabilir de konu bu değil) "maske maske" diye bağırıyor da almanya, abd, italya "ne maskesi yaa koy götüne" diyor.

cidden garip bir bakış açısı.
0
ahm1
(29.11.20)
(1)

Neden birçok yabancı firma uluslararası (kargo ile) satışlarını kısıtladı?

mikro patlama
Normalde Türkiye dahil birçok ülkeye kargo/posta ile satış yapan birçok firma salgın başladığında yaptığı uluslararası satış kısıtlamalarına hala devam ediyor. Bildiğim kadarıyla bu durumun TR'den kaynaklanan bir tarafı yok. O halde neden bu kısıtlamalar devam ediyor? Mesela normalde çoğu ülkeye gön
Normalde Türkiye dahil birçok ülkeye kargo/posta ile satış yapan birçok firma salgın başladığında yaptığı uluslararası satış kısıtlamalarına hala devam ediyor. Bildiğim kadarıyla bu durumun TR'den kaynaklanan bir tarafı yok. O halde neden bu kısıtlamalar devam ediyor? Mesela normalde çoğu ülkeye gönderen bir firma şimdi sadece ABD, Avrupa, Rusya'ya gönderirim diyor. Bunun mantığı ne olabilir?
0
mikro patlama
(26.11.20)
pandemi nedeniyle herkes internetten alışveriş yaptığı için siparişleri yetiştiremiyor olabilirler.
0
nickini degistiren yazar
(26.11.20)
(18)

Ömür geçip gidiyor bir bok yapamadım ve saygı görmek istiyorum hissi

işimdeyim gücümdeyim
İçimi dökmeye geldim. Uzun olacak kusura bakmayın.Yaş 32.Maddi anlamda zor bir çocukluk geçirdim. Bu zorluk beni sevmediğim bir mesleği yapmaya (bir tür memur) yönlendirdi. 22 yaşımdayken babam öldü. Aynı yıl çalışmaya başladım. Bir süre babamdan kalan borçları ödedim. Mesleğimin 3. yılındayken evle
İçimi dökmeye geldim. Uzun olacak kusura bakmayın.

Yaş 32.

Maddi anlamda zor bir çocukluk geçirdim. Bu zorluk beni sevmediğim bir mesleği yapmaya (bir tür memur) yönlendirdi. 22 yaşımdayken babam öldü. Aynı yıl çalışmaya başladım. Bir süre babamdan kalan borçları ödedim. Mesleğimin 3. yılındayken evlendim. Beşinci yılda çocuğum oldu. Aynı yıl ilk arabamı aldım. Yedinci yıl evimi aldım ve kredisini ödemeye devam ediyorum. 10. yılda iki seneliğine yurt dışında (bir arap ülkesi) bir göreve geldim ve şu an Türkiye'dekine göre çok daha güzel bir maaş alıyorum. Yani maddi/ailevi açıdan hiçbir sorunum yok, çok şükür.

Çocukluğumdan beri bilgisayar mühendisi olmak istemiştim. Bahsettiğim sebeplerden dolayı olmadı. 11 yaşımdan beri bilgisayar ve internet dünyası ile iç içeyim. Web siteleri oluşturuyorum, kod yazıyorum, bu işten çok olmasa da para da kazanıyorum.

Bu bahsettiğim işleri yaparken kendimi çok iyi hissediyorum, kendilerine iş yaptığım kişilerle görüşmeler yaparken kendimi değerli hissediyorum. Saygı görüyorum. Fakat asıl işimde bu değeri ve saygıyı göremiyorum. Demek istediğim bana saygısız davradıkları değil. Saygıyı hak edecek değerde bir iş üreten pozisyonda değilim. İş arkadaşlarımın %90'ı boş adam.

Olmam gereken yerde kesinlikle değilim hissini iliklerime kadar yaşıyorum. Mesela bir adam görüyorum, mobil uygulama yazmış, aylık gelirim xx.xxx lira diyor. Diyorum ki bu adam bilgisayarla/programlamayla en fazla birkaç yıl önce tanışmıştır, adam benim hayalimi yaşıyor. Ben ise memur kafasıyla, çocukluktan beri içinde olduğum sektörde silik bir tüketiciden başka bir şey değilim.

Dediğim gibi, yaş 32. Ne kadar ömrümüz var bilemeyiz fakat "adam yerine konulmak", "saygı görecek işler başarmak" ve maddi açıdan kimseye eyvallah etmeyecek noktaya gelebilmek konusunda çıtayı bir türlü yükseltemedim.

Konuşmayı dün öğrenmiş, ondan anlamam, bundan anlamam diyen kekoya amirim çekiyorum. Ayıya dayı demekten anam ağladı arkadaşlar.

Ömür de kısa. Böyle geçer mi?
Vallahi bir bilgisayarcı dükkanı açıp format atsam işe suratımda kocaman bir gülümsemeyle gidip gelicem gibi geliyor. Bir yazılım firmasında çalışsam teknik açıdan çok iyi pozisyona gelebileceğimden eminim ama orada da artistlik yapacak bir sürü insanla karşılaşıp gelen gideni aratır moduna girmekten korkuyorum.

Evet, param var, helalinden kazanıyorum, kimseye muhtaç değilim ama saygı görebilmek... Bu yaşıma kadar hiç hissetmediğim duygular bunlar. Yolda görsem selam vermeyeceğim adama gerçekten de selam vermemek istiyorum.

Sizde de var mı böyle bir durum?

edit: tolkien hayranı ve ona katılanların cevaplarına karşı bir açıklama yapma gereği hisettim. arkadaşlar benim saygı görme isteğimden kasıt diğer insanların bana saygı göstermesini istemem değil aslında. ortaya koyduğum iş itibariyle, kişiliğimden bağımsız olarak, yaptığım işe saygı gösterilmesini istiyorum. senin bu yaptığın işi herkes yapabilir gibi değil de x bu işten çok iyi anlar şeklinde tanımlanmak istiyorum. son olarak şunu söyleyebilirim ki bugüne kadar 50 farklı meslektaşımdan duyduğum cümle şu "senin yerinde olsam, x,y,z işlerinden anlasam bu işi yapmazdım" yani ortada net bir şekilde oraya ait olmama durumu var. ego ile ilgisi yok. bir arkadaş "bilgisayar dükkanında format atma" cümlemden ne demek istediğimi gayet iyi anlamış ama siz de haklısınız ben kendimi tam olarak ifade edemedim.
0
işimdeyim gücümdeyim
(25.11.20)
yaşım 32, bilgisayar mühendisiyim, şu ana kadar milletin çalışmaya can attığı şirketlerde çalıştım, ara ara bi bok yapmadım hissi bana da geliyor.
0
oz suser
(25.11.20)
Şu an kısaca yazıyorum ama işin özü kendine saygı. Büyük şeyler başarmışsin, gurur duymalisin
0
kisa
(25.11.20)
David Graeber dayının Bullshit Jobs diye bir kitabı var. Sanırım benzer bir iş yaptığınız için değersiz hissediyorsunuz. Unabomber manifestosunda da bu maddi açıdan doyurucu ama hiçbir tatmin hissi vermeyen işlerin toplumu nasıl kemirdiğinden bahsediyordu.

Yazılımcı olsanız da dönem dönem benzer şeyler hissedeceksiniz. Teknik açıdan çok iyi bir pozisyona geldiğinizde günün yarısını toplantılarla, diğer yarısını diğer yazılımcıların yazdığı kodu review ederek, "şunu nasıl yaparım" sorularına cevap vererek, gönderilen CV'lere bakarak geçireceksiniz.

Ev ve araba sahibi olmak artık beyaz yaka için lüks olmaya başladı (özellikle bekar veya aileden varlıklı değilse) Ben olsam kendimi şanslı azınlıktan sayar, hayattan keyif almaya bakardım.
0
bruce mclaren
(25.11.20)
Ben de mobile developer olarak çalışıyorum ve doktora yapıyorum. Ama bi bok olamadim hissi yüzünden psikolojik destek aldım uzun bir süre. Hala bi bok olmuş degilim ama bununla yaşamayı öğrendim.
0
kaptan maydanoz
(25.11.20)
Başkalarından saygı görmek istiyorsunuz hissi, içerde bi yerlerde kendinize saygı göstermeniz gerekli hissinden geliyor olabilir mi?
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(25.11.20)
j r r tolkien hayranı +1
Saygı görmek istiyorsanız saygı duyacaksınız. Benim hayat görüşüm budur. Siz de biraz geçmişten gelen üzücü günlerden sonra gelen rahatlama sendromu var gibi. O yüzden de diğer insanlara biraz daha üstten bakmaya başlamışsınız.
0
bigcaptain
(25.11.20)
bu hisler benide yokluyor ara ara.

yazilimcilikta okul ve iyi egitim muhakkak onemli. ama kendini gelistirmis cok adam var ve kimse bu adamlarin okulunu sorgulamiyor. benim onceki sirketteki liderim gida muhendisiydi mesela ve muthis adamdi. simdi almanyaya gitti.

xxx kazaniyorum diyen adam cok. kazanan da cok. ama sizin ihtihac duydugunuz para degil sanirim. paranin onemsiz oldugunu iddia etmiyorum tabii.

bence ihtiyac duygudunuz saygiyi insanlarin sorunlarini cozerek kazanabilirsiniz. kendi isinizden bahsetmiyorum.

eger yazilim gelistirerek birilerinin sorunlarini cozerseniz, hem saygi hem para kazanmaniz muhtemel.

ama ilk etapta dogrudan parayi hedeflemek cok makul gorunmuyor. bir sure daha sevmediginiz isinize tahammul edip, bu ketenpereden kurtulmaniz gayet mumkun.
0
foster
(25.11.20)
ben de size farklı bir açıdan bakma fikri vermeye geldim.

öncelikle diğer arkadaşların da söylediği gibi maddi olarak kendinizi şanslı sayabileceğiniz bir konuma gelmişsiniz ve içinde bulunduğunuz bunalım sizi bunu görememeye itiyor.

eğer işiniz sizi gerçekten yormuyor ve sizden bir şeyler çalmıyorsa, önce bulunduğunuz konum ve elde ettiklerinizle mutluluk duymaya çalışın. bunu yaparken de bununla yetinip şükür loopuna düşün demiyorum bakın. halihazırda sahip olduklarınızla mutlu olmayı denedikten sonra kendinize, sizi mutlu eden şeylerden daha fazla ekleyerek zevk almayı öğretin. daha fazla kod yazın mesela. ama bunu mesleki bir zorunlulukla değil de keyif almak için yapacak olmanın rahatlığını hissederek yapın.
yani ben olsam öyle yapardım.
umarım daha da mutlu olursunuz.
0
baharat
(25.11.20)
bu sistemin ve toplumun getirdigi devamli kendini gelistir, hep daha iyisi ol baskisinin bilincaltiniza yerlesmesi de bir faktor bence boyle dusunmenizde.


sal gitsin baba.
0
baldur2
(25.11.20)
Somut bir hedefiniz olması güzel bir şey. Türkiye'deki çoğu insanın bir hedefi ve hayalı yok. Düz ve klişe bir hayat yaşıyorlar ve farkında değiller.

Yalnız, sahip olduğunuz hedef ve hayal kendinizin için. Bir başkaları tarafından saygı görebilmek adına olmasın rica ediyorum. Bu benim için de geçerli.

Kendimden örnek vereceğim. Kendi adıma yapmaya çalıştığım; pişman olmayacağım ve iyi ki bu hayatı yaşadığım diyeceğim bir hayat yaşamak.

Biraz geçmişe gidiyorum. Sene 2017 (o zaman yaş 28) kendime verdiğim bir sözüm vardı. 35 yaşıma geldiğinde sahip olduğum tek şeyin kitaplar olmayacak. 35 olmadan gerçekleştirdiğim birkaç hedef/hayal oldu. Bunlar zaman içerisinde değişiyor, eviriliyor.

Kimseye hesap vermek zorunda değilsin, değilsiz. Belki hedeflerimizi/hayallerimizi gerçekleştirme fırsatını bulamayacağız ama bunun çabasını göstermek bile başlı başına bir macera. Hedeflerimizi ve hayallerimizi gerçekleştirmeye çalışırken gösterdiğimiz çaba/efor belki bizi çok farklı bir noktaya taşıyacak.

Ayrıca hangi sektöre gidersek gidelim, onlarca/yüzlerce gerizekalı insanlar çıkacak. Keşke olmasalar ama varlar.

Aileniz var, çocuğunuz var. Umarım hep birlikte mutlu hayat yaşarsınız.

Son olarak: j r r tolkien hayranı +2
0
put it in your appropriate place
(25.11.20)
"Konuşmayı dün öğrenmiş, ondan anlamam, bundan anlamam diyen kekoya amirim çekiyorum. Ayıya dayı demekten anam ağladı arkadaşlar."

valla ben burada jrr ve ona katılanlar gibi bir şekilcilikten ziyade mesleğin getirdiği yetersiz ortamdan yakınma görüyorum. yani benim ünvanım şöyle havalı olsundan ziyade, yaptığı işin kattığı manevi tatmin hissinden bahsediyorsun sanırım?
şu cümleden anladım:
"Vallahi bir bilgisayarcı dükkanı açıp format atsam işe suratımda kocaman bir gülümsemeyle gidip gelicem gibi geliyor."

eğer öyleyse bunda kötü bir taraf yok, benim için de kazandığım paradan çok yaptığım işin niteliği önemlidir. insan yaptığı işte katma değer üretemediğini düşündüğünde daha iyisini yapmak için motivasyon bulamıyor, bu da sıradan ve sıkıcı iş ortamı demek. challenge'lar bazı insanları hayatta tutan şeydir, bu açıdan seni anlıyorum ve söylediklerine katılıyorum.

ama şu saatten sonra maceraya gerek yok, risk alamayacak kadar kaybedecek şeyin var.
o yüzden iş harici bir tatminiyet geliştirmeye bakacaksın. hobi kısmına odaklanacaksın ilgi alanlarında, onlardan mutlu olmaya çalışacaksın. mevcut ekonomik düzende ne yazık ki çok çok az kişi hem iş hem de ücret tatminini bir arada sağlayabiliyor. daha gerçekçi yaklaşman gerekiyor. o sevmediğin iş hayatındaki sorumlulukları yerine getirmeni sağlıyor, sadece bu anlamda bile saygı duyup üzerine çok düşünmeden devam edeceksin. geri kalan zamanlarda seni mutlu eden şeylerle uğraşmaya devam.
0
Jux
(25.11.20)
seninle hemen hemen aynı durumdayım. 2 yıllık bilgisayar teknolojisi ve programlama bitirdim. dgs'yle top 10'daki üniversitelerin birinde bilgisayar mühendisliğini kazandım. okulu okurken kpss'ye girdim. iyi bir puan alarak bir devlet kurumunda vhki pozisyonuna yerleştim. o gün bugündür vhki'yim. 33 yaşındayım. bir taraftan okurken bir taraftan çalıştım. benden daha niteliksiz müdürlerin egolarıyla uğraşıyorum. okul okurken şöyle bir hisse kapılıyordum. okulda atom çarpıştırıyoruz, işyerinde mağara adamlarıyla mamut avlıyoruz. okul ile işyeri arasında o kadar fark vardı yani.

okulu benimle birlikte bitirenler şu an çok iyi yerlerdeler. birçoğu aselsan'da, havelsan'da, vs'de. tamam ben de çok parlak bir öğrenci değildim. ama okul okurken niteliklerini benden düşük gördüğüm insanlar şu an özel sektörde çok havalı unvanlara sahipler. bunların hepsi asgari ücretle işe başladılar. hatta bazıları uzun süreli staj adı altında para almadan çalıştılar.
0
nickini degistiren yazar
(25.11.20)
Motivasyonunuz çok makul gelmedi bana, yani "saygı görmek". İnsan olarak böyle zaaflarımız var ama mesela sizin amirinize gösterdiğiniz saygı gerçek bir saygı mı? İsteklerimiz başkalarının bizim hakkımızdaki düşüncelerine bağlı olduğunda bunları gerçekleştirmek bir hayli güç oluyor kimsenin zihni üzerinde tasarrufa sahip olmadığımız için.


@jrr hayranının dediklerine katılıyorum bu yüzden. Kendinizi ve başkalarını ne fazladan gömün ne de fazladan yüceltin ikisi de sakıncalı bence.
0
playing star again
(25.11.20)
Bir de demişsiniz ki "Bir yazılım firmasında çalışsam teknik açıdan çok iyi pozisyona gelebileceğimden eminim ama orada da artistlik yapacak bir sürü insanla karşılaşıp gelen gideni aratır moduna girmekten korkuyorum.". Madem kendinize bu kadar güveniyorsunuz neden memuriyeti bırakıp bir şirkette işe başlamıyorsunuz? Bence cevabı açık, her şeyin bir bedeli vardır. Devlette vasıfsız birine amirim dersiniz ama işiniz garantidir, olağanüstü haller olmadıkça kimse sizi işten atamaz, maaşınızı kesemez, sigortanı ödemiyorum, tazminatını vermiyorum diyemez. Ama özelde bir sürü risk alırsınız. Birine amirim/patronum çekseniz dahi sizi işten atabilir işinizi düzgün yapmazsanız. Ha tabi bu en kötü senaryo ama, hayalinizi yaşamaktan sizi alıkoyan bir şey yok aslında kendi konfor alanınız dışına çıkma korkunuz dışında.
0
playing star again
(25.11.20)
Playing star again çok güzel yazmış, ben de tam o minvalde bir şey yazacaktım. Sizin yaşadığınız şey, her şeyi riske atıp böyle bir maceraya girememenin kompleksi. Müdürün garip tipler olması, vs vs herkesin yaşadığı şeyler. Ben de IT sektöründeyim, bir sürü dingil var maalesef.

Bu "x bana artistlik yaptı halbuki benden daha aşağı", "bu bana üst olamaz mal bi adam", "ben onlardan daha zekiyim ama z" gibi komplekslerden arınıp, meseleye daha temiz bakmanız lazım. Yolda görsen selam vermeyeceğin adama gerçekten de selam vermemek istiyorsan aileden zengin olman lazım ne yazık ki.
0
roket adam
(25.11.20)
selamlar, şunu yazmak istiyorum ben de.

devlet kurumunda çok kısa süre, öğrenciyken yarı zamanlı olarak çalıştım. hakikaten çok mal insanlar vardı, üstüm olan. yahu bu insanlar nasıl girmişler memur olmuşlar derdim. çok da güzel hakları vardı. vasıfsızlardı ama o insanları kolay kolay kimse de atamazdı işten.

sonra mezun oldum, 5 yıldır özel sektörde çalışıyorum. mesleğimi ve gün içerisinde yaptığım işi seviyorum. yöneticilerim kalifiye insanlar, sizin belirttiğiniz o saygıyı görüyorum. ama özel sektör ne demek biliyor musunuz? benim o işi iyi yapmam, saygı görmem ama bu nedenle de üstüme iş yıkılmaya devam etmesi demek.

hızlı olduğum için saygı görüyorum.
düzgün çalıştığım için saygı görüyorum.
patronum da yöneticim de beni seviyor, çünkü işlerine yarıyorum.

saldırgan amaçla söylemiyorum yanlış anlamayın, buyurun o zaman istifa edip şansınızı istediğiniz yerde deneyin. ama ayrılmadan önce artılar/eksiler listesi yapın muhakkak. şimdiki işinizde kaybedeceklerinizi göz önünde bulundurun. bundan rahatsızlık duymayacaksanız, bunu göze aldığınız noktada her şey sizin.
0
noxell
(25.11.20)
kendimi yanlış ifade ettim sanırım, soruma edit yaptım arkadaşlar. son paragrafa bakabilirsiniz.

@tolkien hayranı ve ona katılanlar
0
🌸işimdeyim gücümdeyim
(26.11.20)
Anladığım kadarıyla başlığı okuyanların büyük çoğunluğu "saygı" kısmına takılmış.

İsteklerinin ve yaşama arzusunun farkında olan birisinin bu koşullarının kabul görmesini istemesi kadar doğal bir şey olamaz. Birilerinin değil kendi hayatımız için çalışmalıyız.

Ülkede ne yazık ki sürü psikolojisi var bir kişinin hatalı yorumunun peşinden herkes gidebiliyor maalesef.
0
Avoiding The Puddle
(27.11.20)
(2)

komşunun çocuğuyla sorunu

simbolmina
selamlarbirkaç ay önce yeni bir eve taşındık. apartmanda duvarlar ince olduğu için tüm sesler rahat duyuluyor. yan komşumuzun max 3-4 yaşında bir kızı var. kız sürekli gürültü yapıyor, bağırıyor, çağırıyor, çığlık atıyor ve annesi de sürekli "ne yapıyorsun, yeter, ben sana şunu yap/yapma demedim mi"
selamlar

birkaç ay önce yeni bir eve taşındık. apartmanda duvarlar ince olduğu için tüm sesler rahat duyuluyor. yan komşumuzun max 3-4 yaşında bir kızı var. kız sürekli gürültü yapıyor, bağırıyor, çağırıyor, çığlık atıyor ve annesi de sürekli "ne yapıyorsun, yeter, ben sana şunu yap/yapma demedim mi" diye bağırıyor. babası geç saatlerde eve geliyor ve o gelince de durum değişmiyor. çoğu zaman gece 2-4'e kadar böyle devam ediyor. çocuk uyanık olduğu her an bağırıyor ama yani inletiyor apartmanı. ne gündüz ne de gece bitmiyor bu çile. hem bizim için hem de yan aile ve kızları için. apartman whatsapp grubunda çocuklarla ilgili şikayet ediliyor ama "çocuk işte laftan anlamıyor, biz de zor durumdayız" diyorlar genelde.

ailenin bir şeyleri yanlış yaptığı kesin. ailenin düzensiz çalışma saatleri diyeceğim ama kendim dahil bir çok meslekte düzensiz saatin çocuğa böyle zarar verdiğine hiç şahit olmadım. ailenin yeterince ilgiyi doğru gösterememesiyle ilgili olmak zorunda bu durum zira yavru kedi kadar aklı olan bebeğin haylazlık yapmak gibi bilinçli bir tercihi olacağını sanmıyorum. nihayetinde işi bilince kolay eğitilebilen şeyler çocuklar.

aile genç, medeni insanlara da benziyorlar. arada kapı önünde hal hatır soruyoruz. arkadaşça bir sohbette onlara bazı tavsiyeler verebileceğimi düşünüyorum ama ben de tecrübesiz ve bilgisiz biri olarak daha da kötü sonuçlara yol açacak işler yapmak istemiyorum. sizin bildiğiniz güzel kitap, video gibi şeyler var mı? bizim huzurumuzu geçtim çocuk mahvoluyor her gün. çocuğa yönelik şiddete ilişkin bir emare yok ortada, o yüzden laftan anlayacak insanlar olacaklarını sanıyorum.
0
simbolmina
(24.11.20)
aşırı şımartılmış çocuk sendromu. ebeveynler genç ve medeni oldukları için böyle zaten. bizim zamanımızdaki ebeveynler olsaydı böyle bir durumda çocuğa bir tane tokat çarparlardı, çocuk uslu uslu otururdu. çocuk üzerinde otorite kuramıyorlar. benim yeğenlerim de aynı.
0
nickini degistiren yazar
(24.11.20)
bizim üst kattaki bebe de böyle, annesi hiperaktif dedi sanırım teşhisi de var.
yani pskiyatrist en iyi çözüm tabii ki...
0
omonia
(24.11.20)
(7)

Kredi çekip bitcoine yatırım yapmayi düşünüyorum, öner misiniz ?

bedrozan
SB.Bitcoin herkes gibi ismini uzun zamandır duyuyordum. Bugün Euro almak için 24 ay vadeli 1.69 faizle 30000 lira kredi çektim. Aylık ödemem 1500 liraya denk geliyor.(24 ay sonunda 39000 olarak ödemiş olacağım) Bu benim bütçemi çok sarsmaz. O yüzden girmek istedim bu ise.Simdi tam da bu bağlamda siz
SB.

Bitcoin herkes gibi ismini uzun zamandır duyuyordum. Bugün Euro almak için 24 ay vadeli 1.69 faizle 30000 lira kredi çektim. Aylık ödemem 1500 liraya denk geliyor.(24 ay sonunda 39000 olarak ödemiş olacağım) Bu benim bütçemi çok sarsmaz. O yüzden girmek istedim bu ise.

Simdi tam da bu bağlamda sizlere danışmak istedim.
Son 3 ayda yüzde 50 kar ettim diyen var. Yani Euro, dolara yatirmaktansa sizce bu daha mı karlı? Önerir misiniz kullanan, Bilgisi olan arkadaşlar?
0
bedrozan
(24.11.20)
Kural bir yükselen ürüne yatırım yapılmaz.
Kredi çekilerek hiç yapılmaz.

Açıklamalı anlatayım bitcoin 2018 zirvesi 20k dolar bu zirveden 2019 da 3k dolara geriledi ve oradan yükseliş trendine girdi.geldiğimiz nokta 2018 zirvesi.şimdi muhtemelen bu zirveyi geçecek yeni bir zirve yapacak.oradan aşağı doğru salınmaya başlayacak.alman gereken yer o salınımda senin psikolojik sınırın.dalga süresi 3 sene.

3 ay önce alan yüzde 100 kar etti ama yarın sabah ne olacağı belli değil.

Artık abi sayılırım bir abi tavsiyesi.kredi çekmeyi kendiniz için bu kadar kolaylaştırmayın.kredi çekerek para biriktirme doğru bir yöntem değil.gayrimenkul almak dışında kredi kullanmak kesinlikle doğru değil.
0
duptıs
(24.11.20)
hayır. tam bir kumar. kaybetme ihtimali çok yüksek olan bir kumar.
0
fever
(24.11.20)
kredi çekip hiçbir yatırım aracına yatırım yapılmaz. geçmişe yönelik kredi çekip döviz/altın alsaydım diye düşünmek de saçma. akşamki maça iddia oynasaydım keşke kredi çekip demek kadar mantıklı bunlar. maç bittikten sonra yatırım kararı verilmez.
0
reanarchy
(24.11.20)
düşen ürüne yatırım yapılır. yükselen ürüne yatırım yapılmaz.
0
nickini degistiren yazar
(24.11.20)
"kaybetmeyi göze aldığın parayı yatır."

bu kadar.

(4 yıldır içindeyim, çeşitli kriptoparaları %80 düşüşte de satmadım yükseldi hala satmıyorum çünkü daha çoğunu bekliyorum, ama bu piyasayı bilmeyen biri için kalp krizi sebebi bunlar. Günde %10 düşer sonra üstüne bi %5 daha düşer korkarsın :D evet bazı dönemlerde durmadan arttığı da doğrudur. Çoğu kişi ters alır satar terste kalır ama.)

edit: ve evet düşükten alanlar şu an senin gibilerin eline satıp kar realizasyonu yapıyor.
0
nhk ni youkosu
(24.11.20)
Kesinlikle yatır. Hatta ev araba falan varsa sat bas. Şubatta tesekkur edeceksin. Btc Etherum eos ripple. Al sana portfoy
0
optimistbakunin
(24.11.20)
bir laf vardır herhangi bir yatırım aracı taksiciye kadar düşerse ondan çıkın diye. bitcoin'de şu anda böyle. 7-8 bin dolarlardan 18bin dolarlara geldi. artık şişeceği kadar şişti. almak için çok geç kaldınız. ha şimdi almışsınızdır 1-2 aya 20bin dolar olur sonra bir sabah kalkarsınız 13 bin dolar olmuş. bu iş böyledir. aydınlatayım da
0
mr.goodcat
(24.11.20)
(3)

Makalelerde veya araştırma yazılarında neden alıntı yapmak zorundayız?

bir peynir kutusu kibrit
SBBen kendi çıkarımlarımı yapmak istiyorum kardeşim. Daha önce birisi benzeri bir şey söyledi mi? söylemedi mi? Banane! Yani bilimsel verilere alıntı yaparız anladık ama gidip yani bilimsel bir veriye ihtiyaç duymayan yazılarda da alıntı zorunluluğu varmış gibi hissediyorum. Neden? Sadece etik açısı
SB

Ben kendi çıkarımlarımı yapmak istiyorum kardeşim. Daha önce birisi benzeri bir şey söyledi mi? söylemedi mi? Banane! Yani bilimsel verilere alıntı yaparız anladık ama gidip yani bilimsel bir veriye ihtiyaç duymayan yazılarda da alıntı zorunluluğu varmış gibi hissediyorum. Neden? Sadece etik açısından mı ele alıyoruz? Bu bir sitem değildir. Yalnızca bilgi paylaşımı yapınız.
0
bir peynir kutusu kibrit
(22.11.20)
elbette kendi çıkarımlarınızı yapabilirsiniz. ama bunun için öncelikle konu ile ilgili neler söylenmiş, konu ile ilgili hangi arasştırma soruları cevap bulmuş bunları ortaya koyarsınız. bunları da ortaya koyarken atıf yapmak zorunludur. sonrasında ise daha önceden cevaplanmamış bir soruya cevap aramak için verilerinizi toplar, analiz eder çıkarımlarınızı yaparsınız. farklı soru yoksa aynı soruyu daha geniş kitlelere ya da farklı kültürlere de sorabilirsiniz burada ise kendi verilerinizi kendi yöntemlerinizle değil, kime atıf yaptıysanız onun adını ve çalışmalarını belirtilerek yine kendi çıkarımlarınızı yaparsınız..
bilim adım adım ilerler, birgün size de atıf yapılır ve birileri kendi çıkarımlarını üzerine ekler.. :)
0
inciblrgn
(22.11.20)
Referans verilmesi zorunlu.
Size ne tabi. Referans göstermeden de yazılır. Ama derler ki sen değişik ne buldun, senin üstünlüğün ne?
Sadece makalenin biçimi açısından değil. Referans olmadan yazılan makale doğrudan çöp.
Makale yazmanın anlamını ve amacını öğrenmek gerekiyor her şeyden önce.
0
pro9it9is9
(22.11.20)
Çünkü hiç kimse kafasından bir şey uydurmasın diye. Öbür türlü akademik makaleler de ekşi sözlük entry'leri gibi olur.
0
nickini degistiren yazar
(22.11.20)
(3)

pandemiden dolayı direksiyon sınavları da ertelendi mi?

savagemirage
kpss var diye 29una almışlardı sınavı. şimdi de meb bütün kurs ve sınavlar ertelendi diyor. bilgisi olan varsa cevap yazabilir mi ? yarın kursu arayacağım ama merak içindeyim.
kpss var diye 29una almışlardı sınavı. şimdi de meb bütün kurs ve sınavlar ertelendi diyor. bilgisi olan varsa cevap yazabilir mi ? yarın kursu arayacağım ama merak içindeyim.
0
savagemirage
(18.11.20)
biz de bilmiyoruz. milli eğitim bakanlığı trafik ve sürücü eğitimleri daire başkanlığında çalışıyorum. daire başkanımız bile bilmiyor. whatsapp grubumuz var. orada internetteki haberleri paylaşıyoruz. :)
0
nickini degistiren yazar
(18.11.20)
ben de merak ediyorum. yarın direksiyon dersim var :D @nickni değiştiren yazar allahınızı seviyorsanız yapmazsınız
0
glamdr1ng
(18.11.20)
direksiyon sınavları yapılacak.

21 kasım'daki sınavlar olduğu gibi yapılacak. herhangi bir değişiklik yok.
22 kasım'daki sınavlar randevusu 11:00'de olan kursiyerden başlayacak
diğer haftalarda da sınavlar 11:00'de başlayacak.
0
nickini degistiren yazar
(19.11.20)
(2)

Dizi-film siteleri nasıl para kazanıyor

tavish11
X dizisini google'da aratıyorum. Neredeyse yüzlerce farklı site var. Aralarından sıyrılan dizimag gibi 720pizle gibi marka olmuş dizilerin para kazanmasını anlayabiliyorum da ötekiler nasıl kaazanıyor?
X dizisini google'da aratıyorum. Neredeyse yüzlerce farklı site var. Aralarından sıyrılan dizimag gibi 720pizle gibi marka olmuş dizilerin para kazanmasını anlayabiliyorum da ötekiler nasıl kaazanıyor?
0
tavish11
(15.11.20)
Reklamdan. Videoları Rus sitelerine yükledikleri için bantwidth masrafı fazla olmuyor.
0
nickini degistiren yazar
(15.11.20)
Neredeyse tüm internet sitelerinin gelir şekli reklama dayalı. Vikipedi gibi reklamsız, bağışa dayalı bir gelirleri yoksa reklamdan gelir elde ediyorlar.
0
himmet dayi
(15.11.20)
(6)

Türkiye coğrafi olarak kalitesiz mi?

ir mania
Jeo-politik öneminden bahsederiz de fiziki haritaya bakınca ülkenin yarısı dağlık. Hal böyle olunca ülkenin doğusu yerine edirnenin batısındaki yeşil topraklar Bizde kalsa daha mı avantajlı olurduk diye veya bugünkü suriye israil toprakları bile fiziki haritada sarı olarak görünmelerine rağmen bizi
Jeo-politik öneminden bahsederiz de fiziki haritaya bakınca ülkenin yarısı dağlık. Hal böyle olunca ülkenin doğusu yerine edirnenin batısındaki yeşil topraklar Bizde kalsa daha mı avantajlı olurduk diye veya bugünkü suriye israil toprakları bile fiziki haritada sarı olarak görünmelerine rağmen bizim kahverengi doğu anadoludan daha mı iyi yerlerdir.
0
ir mania
(31.10.20)
Norveç, İsvec, İngiltere,Hollanda, kanada, Almanya Japonya. Bu ülkelerin hepsinin coğrafi olarak zorlukları var. Bazısında tarım zor. kimisin de madencilik.
Ama hepsi gelişmiş. Önemli olan insan kaynağın iyi olsun.

O verimsiz topraklari boşalt. İsviçreyi kompile taşı . Hakkari`ye Ağrı'ya kayağa gideriz.
0
ycaycayca
(31.10.20)
Kalitesiz değil ama sanki değerlendirmeyi bilememişiz gibi geliyor. Üstteki arkadaşım dediği gibi aslında.

Bizim gereksiz çok problemimiz var. Şu sorunu bu sorunu. Aşamadığımız çok şeyler var. Din ve ırkla ilgili biraz rahat olsak kimseyle karışmasak kimseyi hor görmesek kafasına taktığına elindeki alkole karışmasak ve bu karışmamayı refleks olarak devamlı hale getirsek süper olur.

Mesela kavgamız; en iyi üretim yapan fabrika, en iyi kayak merkezi, en kaliteli en lezzetli yemek olsa o zaman çölde bile süper şeyler yaparız.

Fakiriz, alınganız,takıntılıyız, nispeten tembeliz vs. yani bunlar aşağılamak için filan değil. Sanırım en aktif en sağlam en başarılı olduğumuz dönem cumhuriyetin kuruluşu ve hemen sonrası.
0
infernalcadre
(31.10.20)
Demek istediğim almanyayı ellemesen orman olur ortadoğuyu ellemesen çöl olur. İnsan faktörü dışında coğrafi avantajları da yok mu bu ülkelerin?
0
🌸ir mania
(31.10.20)
Dağlık olunca kalitesiz mi oluyor otomatik olarak? Torosları kazdağlarını verimsiz ve işe yaramaz mı sayıyoruz?
Her dağ kato dağı gibi kel değil, kendi faunası florası endemik türleri oluyor, bunların hepsi zenginlik. Zengin coğrafya çeşitlilik demek, her yer shire olsa ancak sonradan satın alınan arazi durumundayken keyfi çıkarılır. Neticede coğrafyanın kendisi bu çeşitliliği ve zenginliği oluşturuyor.
0
Bruce
(31.10.20)
Görüntü, renk ya da makyaj aldatıcı olabilir. Yer üstünden bulamadığımızdan fazlası başka şekilde yer altında bulunuyor.

Hiç değilse diğer ülkelerin Türkiye'yi parçalanmış olarak gösterdikleri o paçavra haritalar ülkemizin ne kadar değerli olduğunu bize gösteriyor.
İş sadece yeşilliklere kalsa onları da yakanlar var. Başka ne kaldı ki elde ozaman?
Dağlık veya kayalık yerler değersizdi de ermenistan neden doğu Anadolu'yu veya o dağlık Karabağ ı istiyor düşünmek lazım. Tabi ki bir devlet için Maksat sadece sınırların gelişmesi değildir.
Rusya'da, Akdeniz ve Afrika ve Suriye de kendince bir emperyalizm kurgulamışken o aşırı soğuk ve karasal, buz tutmuş topraklarından vaz geçiyor mu ? Asla .

Ayrıca O edirnenin batısı da bizim olacak zamanla..
0
Erva
(31.10.20)
bok gibi bir coğrafya. avrupa kadar yeşil değiliz ama ortadoğu kadar da zengin yer altı kaynaklarımız yok. tam geçiş bölgesindeyiz. iki tarafın da kötü özelliklerini almışız.

ilkokulda türkiye'nin doğu ile batı arasında bir kavşak noktası olduğu, doğunun zengin yer altı kaynaklarının avrupa'ya iletilmesi konusunda kritik jeopolitik öneme sahip olduğu ezberletildi durdu. ama dünyanın afyonkarahisar'ı olmak o kadar da övünülecek bir şey değil bence.
0
nickini degistiren yazar
(31.10.20)
(6)

İşveren, çalışanını sebep göstermeden işten çıkartabilir mi?

paramolacak
Selamlar,Bir işveren ortada hiçbir sebep yokken ( verimsizlik, disiplinsizlik vs vs ) tüm haklarını vererek çalışanını durduk yere işten çıkartabilir mi hukuken ? Birde eğer böyle bir durum var ise çalışan '' ne olursa olsun ben çıkmıyorum'' diyebilir mi ?
Selamlar,

Bir işveren ortada hiçbir sebep yokken ( verimsizlik, disiplinsizlik vs vs ) tüm haklarını vererek çalışanını durduk yere işten çıkartabilir mi hukuken ?

Birde eğer böyle bir durum var ise çalışan '' ne olursa olsun ben çıkmıyorum'' diyebilir mi ?
0
paramolacak
(30.10.20)
Çıkarabilir.
0
stewie
(30.10.20)
tüm haklari verdigi ve yeterli sürede haber verdigi sürece elbette.
0
duygusuzromantik
(30.10.20)
Çıkarır niye çıkarmasın, tipini beğenmedim deyip de çıkarabilir, önemli olan haklarını verip vermediği.
0
angelus
(30.10.20)
bırak çıkarmayı şirketi bile kapatabilir.
0
nickini degistiren yazar
(30.10.20)
İşe iade yolu her zaman açık. Yaptığı ya da yapmadığı şeyler için tutanak tutulmuş mu bakılır bunlara mahkemede. Gerçi iş mahkemeye varmadan arabulucularda çözülüyormuş artık ama tam bilmiyorum prosedürü. Mahkemeye gidince iş seneler sürebiliyor ama.

Ek : Dolayısıyla akıllı bir işveren kaşının altında gözü var diye çalışanını işten çıkarıp başına bela almak istemez. Hatasını bulur tutanak tutar savunma ister, ikinci tutanak için fırsat kollar ya da yaratır vs.
0
IncredibleMau
(30.10.20)
Çıkarabilir. Ama işçi her zaman yine de işe iade yoluna başvurup ilave tazminat vs. talep edebilir. Size şöyle söyleyeyim zimmetine para geçiren çalışanı tutanak tutmadan olay büyümesin, şirketin adı başkalarına meze olmasın diye üstüne bir de her türlü tazminatını verip yolladıkları adam işe iade davası açıp üzerine şirkete 16 maaş daha çaktı :)

Aklı başında hiçbir işveren tutanaksız, zemine oturtmadan kafasına göre işçi çıkarmamalı, her şeyin bir yolu yordamı var bu şekilde mantıklı değil.
0
koskoca kirpi
(30.10.20)
(16)

zenginler ne yiyor?

Tochinoshin
ne yiyip içiyorlar? ayda 40 bin lira üstü kazananları bu kategoriye sokabilirim. kırmızı et, yumurta mı yiyorlar yine? içecek olarak ne içiyorlar?
ne yiyip içiyorlar? ayda 40 bin lira üstü kazananları bu kategoriye sokabilirim. kırmızı et, yumurta mı yiyorlar yine? içecek olarak ne içiyorlar?
0
Tochinoshin
(29.10.20)
evet beyaz peynir siyah zeytin tereyağı domates salatalık kahvaltıda öğleden sonra da bamya bezelye barbunya vb pilav makarna gibi şeyler.
0
basond
(29.10.20)
Organic sebze meyve ve buna benzer şeyler www.macrocenter.com.tr
0
kaset
(29.10.20)
Simdi tam da Alba trüfü zamani.

Iyi sarap iciyorlardir, icmiyorlarsa kendi suclari.
0
buf-e kür
(29.10.20)
ayda 70-80 bin lira kazanan yakın bir tanıdığım var. emin ol sen daha iyi besleniyorsundur :D

yemeğe düşkün, sağlığına çok dikkat eden küçük bir yüzdeyi çıkarırsan gerisinin senden benden farkı yok. ha tabi arada en lüks mekanda en kral şeyi yer içerler ama onlar ayda yılda bir falan oluyor. bu dediğim parasını kendisi kazananlar için. sosyal medyada nerden kazandığı belli olmayan, her gün restoran restoran gezenler hariç
0
avatar is back
(29.10.20)
Yemekte ciddi farklılıklar olmuyor diye gözlemliyorum ama içecekte, özellikle alkolde çok farklı fiyatlar çıkıyor karşına. Yani aşırı zengin de olsan bal kaymak zeytin arıyorsun, ama şarap dedin mi bambaşka bi seviye farkı çıkıyor.
0
roket adam
(29.10.20)
kazananın sosyal ve kültürel durumuna göre değişir.

önemli olan her gün kırmızı et, yumurta yemek değil.
hangi kırmızı eti hangi yumurtayı yediğin.
gerçi bu kafadaysan 40 bin üstü kazanmasan da yine dümdüz beslenmezsin.

kıyma yemek var, antrikot yemek var.
ıspanak yemeği yemek var, ıspanaklı lazanya yemek var.
istavrit yemek var, ıstakoz, kalkan yemek var.
ki en basit örnekleri verdim, bunlar çok ulaşılamayacak şeyler değil.
sadece mefhum meselesi.

yemek de bir kültür sonuçta.
bazı insan ayda milyon kazansa, yine oturur menemen yer (severek yemekten bahsetmiyorum, öğün geçiştirmek anlamında) çünkü yemek onun için doymak demektir.

ayrıca 40 bin liralık gelir bence de bir zenginlik sınırı değil zaten.
0
blatta hiberna
(29.10.20)
Fine dining restoranda istediğini yiyebilir. Yüksek kalite ürünlere ulaşma imkanı vs. her şey var. Abim fine dining restoranda çalıştı. Ürünlerin çoğunu ortalama bi vatandaş bilmez, erişemez. Evlerinde nabıyorlardır bilemem, çevrem fakir hep xd
0
glamdr1ng
(29.10.20)
et
0
ya ben lan neyse
(29.10.20)
Havyar
0
nickini degistiren yazar
(29.10.20)
zenginler bizim gibi aynı yerden sürekli aynı yemekleri yemez, yemek dener, mekan dener, ülke, lokasyon, lokanta dener.
0
ankara06
(30.10.20)
sen kendi pişirdigin caninin cektigini, o baskasinin pisirdigi caninin cektigini yiyor.
0
tunaktunaktun
(30.10.20)
bahsettigin rakamdan fazlası giriyor evimize
eskiye göre tek farkım (öğrencilik senelerime göre)

Herhangi bir yemeğin fiyatını sormuyorum.
Dubaiye gittiğimde mesela, gordon ramsey'in restoranına gittim, 1 yemeğe 2 kişi 140 dolar verdik, aklıma bile gelmedi vay be gordonda yemek yedik dedim kendi kendime.

ama onun haricinde evimizde
organik sebze, organik yumurta falan pişiyor, tercihen sadece kuzu yiyoruz, tavuk, dana yemiyoruz.
balık alırken de deniz ve mevsim olmasına dikkat ediyorum bu kadar
havyar, o bu yemiyorum, ilgimi de çekmiyor
0
summatinyourteeth
(30.10.20)
Sunset’e gidip Pekin Ördeği yiyoruz. Şişesi 3.500 liralık şarap eşliğinde.
0
stewie
(30.10.20)
Bir ara Türkiyenin sayılı zenginlerinin birinin evinde çalışıyordum. Daha organik şeyler tercih etmeye çalışıyorlar. Aslında orta gelir kazanan bir aile ile çok farkı yok sadece markalar değişik. Örnegin kahvaltıda kaymak bal tereyağı mutlaka olur. Ama artık bir çok insan rahatcana ulaşabiliyor bunlara. Sebzeler marketten veya manavdan değil. Direk lokal yerlerinden seçilerek gelir et de öyle.Tavuk kanser bileşeni oldugu için yemezler. Evde çok iyi bir aşçın varsa zaten dışarıdaki tüm güzel yemekler mutfağında pişer. Onun dışında zaten para sıkıntısı yok gider dışarıda parayı basar yer. Senin benim 1 aylık maaşı akşam yemegine gömer. Yani kişinin beslenme alışkanlıgı önceden ailede nasılsa genelde öyle gider. Mesela bir aile dostumuz var. Bunlar sonradan zengin olan insanlardan. Gelirleri aylık 200, 250 bin civarı. Ama akşam yemeginde yumurta kırıp menemen yerler. Sabahları pastırmalı sucuklu yumurta yerler. reçel zeytin olur sofrada.
0
limonlu eksi
(30.10.20)
çikolatayı vakkodan yiyorlar onu biliyorum
0
ismim ibrahim
(30.10.20)
(4)

Kamu kurumları ve kâr

dissendium
Kamu kurumları kâr ederse o para ne yapılıyor? Sadece KPSS GY GK oturumuna 1,5 milyon kişi giriyor. Sınav ücreti 80 TL. İnanılmaz bir para çıkıyor ortaya. ÖSYM'nin giderinin o paradan fazla olması mümkün değil, kaldı ki sadece tek bir oturumdan bahsediyoruz. Bunun YKS'si, ALES'i, YDS'si, TUS'u falan
Kamu kurumları kâr ederse o para ne yapılıyor? Sadece KPSS GY GK oturumuna 1,5 milyon kişi giriyor. Sınav ücreti 80 TL. İnanılmaz bir para çıkıyor ortaya. ÖSYM'nin giderinin o paradan fazla olması mümkün değil, kaldı ki sadece tek bir oturumdan bahsediyoruz. Bunun YKS'si, ALES'i, YDS'si, TUS'u falan var. O paraya fabrika kurulur. Bunun bir düzenlemesi var mı?
0
dissendium
(26.10.20)
her şeyin düzenlemesi var müdür. hazineye gidiyordur.
0
glamdr1ng
(26.10.20)
aslında çok da para kalmıyor olabilir.

her sınıfta 2 gözetmen var. bu 2 gözetmenler 200 lira alıyorlar. Bunların bir de görev almasalar bile yedek gözetmeni oluyor, 150 lira onlar alıyor. Bina yöneticileri oluyor 300 alıyorlar, bina sınav sorumlusu oluyor 400 alıyorlar. Bir de bunların yardımcıları da oluyor bir tık az alıyorlar.

Bunların dışında soruları araçla teslim alıp taşıyan şoförler var, o soruları/dosyaları salonlara taşıyanlar da var.

Mesela son KPSS'ye girdiğimde salonda 20 kişi vardı. 1600 lira yatırmıştı bu 20 kişi sınav için. Sadece o salondaki görevliler 500 lirasını alıyor. Diğer görevlilerin de aldığını oranlayarak eklersek 1000 lirası gidiyordur. Kalan 600 liranın da bir kısmı matbaa, diğer kısmı da kuruma kalandır.

Tabii 1 lira kalıyorsa bile, hazineye gidiyordur her şekilde.
0
akatreil
(26.10.20)
kar etmeden yana bütçede bazen fazla para kalıyor, bunu tahmin ederek ay sonu saçma harcamalar yaptıklarını gördüm, eğitim çıkarıyorlar birden otelde vs.
0
yeahbutso
(26.10.20)
Her zaman hazineye gitmiyor. Eğer kurumun döner sermaye işletmesi hesabı varsa oraya gidebiliyor. Bu da o kurumun çalışanlarına yol, su, elektrik olarak geri dönüyor.
0
nickini degistiren yazar
(26.10.20)
(19)

nereye ne kadar kira veriyorsunuz? v2

dafuq
hadi bir veri tabanı oluşturalımhangi semtte oturuyorsunuzkaç kişi kalıyorsunuzne kadar kira veriyorsunuz
hadi bir veri tabanı oluşturalım

hangi semtte oturuyorsunuz
kaç kişi kalıyorsunuz
ne kadar kira veriyorsunuz
0
dafuq
(11.10.20)
Ankara - Çiğdem Mah. - 3-1 100 Mt2 - 3 kişi - 1.650 kira + 375 Aidat
0
ankara06
(11.10.20)
zekeriyaköy - 5400tl. eşim ve ben.

pandemi sonrası gelirimiz yüzde 60 azaldı. bu yüzden sözleşme bitişi ayrılacağız muhtemelen.
0
manasit
(11.10.20)
İstanbul - Sarıyer 1+1 4.500 TL tek başıma kalıyorum.
0
stewie
(11.10.20)
İstanbul, Marmara Üniversitesi civarında 2+1, tam emin değilim ama 80 m2 kadardır, 1670 TL, tek başıma yaşıyorum
0
peki madem
(11.10.20)
la bu ne la? millet 4k 5k kira veriyor?!

ben yalovada 1100 lira veriyorum, fazla zam yapmasın diye dua ediyorum
0
oekuklu
(11.10.20)
halkalıda bosphorus citye 2400 veriyorum. 1+1 eşyalı. ama burada kiralar astronomik uçtu
0
ismim ibrahim
(11.10.20)
Acıbadem
2900
3+1 2 kişi
0
tuborg yesili
(11.10.20)
İstanbul 5. Levent 4100
Tek
0
catch the arrow
(11.10.20)
Nisantasi 5500 3+1
0
summatinyourteeth
(11.10.20)
Ataşehir 2+1, tek, 1700
0
ruhen hastayim ben
(11.10.20)
erenköy 2+1 1750tl+100 aidat 2 kişiyiz. ancak buradaki kiralar 3000 lira üzeri. bizimki biraz şans.
0
orpheus
(11.10.20)
Ankara bağlum, 12.kat,üstte bi kat daha var, 175 metre kare, geniş kilerli bi üç artı bir. Yalnız yaşıyorum, 850 kira, 125 aidat.
0
antihero
(11.10.20)
ankara - demetevler 670 kira + 220 yakıt+aidat

zemin kat. o yüzden ucuz. ama hiç memnun değilim evden.
0
nickini degistiren yazar
(11.10.20)
Galata
Eşim ve ben
3100
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(11.10.20)
Mecidiyeköy, 2+1 eşyalı 2500, 2 kişi.

Son kirayı bu ay başında verdim ay sonu kontrat bitiyor askere gidiyorum.

Dönünce tek çıkarım artık yaş 30'a dayandı dedim ama kiralar gene mokoko.
0
materyalist imam
(11.10.20)
istanbul - zeytinburnu
5900 tl
3+1, sitede, kapalı havuzlu, otorparklı, spor salonlu, yeni nesil güzel sitelerden biri işte.
anne, baba ve ben.
0
juninho77
(12.10.20)
Eskişehir Odunpazarı 1+1 iki senelik ev 65m2 475 tl kira
0
adventchant
(12.10.20)
izmir balçova'da 2+1 1.500 TL

bir buçuk sene önce eskişehir'de yaşarken 1+1 eve 600 TL veriyordum.
0
gigabyte
(12.10.20)
istanbul, reşitpaşa, 2+1, 1500 TL, tek.
0
Pertev nail
(12.10.20)
(5)

Tekellerle rekabet etmek niye bu kadar zor?

plutongezegendegilmi
Özellikle bu internet/yazılım firmalarını soruyorum.Yani yemeksepeti'nin ya da ekşi sözlüğün aynısını yapmakta, teknik olarak, hiçbir sorun yok. Zaten bir sürü yemeksepeti/sözlük klonu da var. Ama hiçbiri yeterince büyüyemiyor.Şimdi network effect falan olsa diye düşünüyorum, ama örneğin pazaryerler
Özellikle bu internet/yazılım firmalarını soruyorum.

Yani yemeksepeti'nin ya da ekşi sözlüğün aynısını yapmakta, teknik olarak, hiçbir sorun yok. Zaten bir sürü yemeksepeti/sözlük klonu da var. Ama hiçbiri yeterince büyüyemiyor.

Şimdi network effect falan olsa diye düşünüyorum, ama örneğin pazaryerleri coşmuş durumda, tam bir tekel yok sanırım orada, benzer boyutlarda 50 tane firma var. Global bir whatsapp competitor çıkamamasını anlıyorum, ama bazı sektörlerde birileri sonradan piyasaya girebilirken aynı olay niye başka sektörlerde gerçekleşemiyor anlayamadım.

Aşırı sektör spesifik bir şey mi yoksa başka bir olayı mı var? Niye böyle?
0
plutongezegendegilmi
(06.10.20)
Siteler için isim çok önemli. Ben itü sözlük yazarıydım bir zamanlar. Şimdi instela oldu. İkisi de kötü isim. İtü deyince kitleyi direkt sınırlamış oluyorsun isimle aslında herkese açık olmasına rağmen, instela deyince de kimse ne olduğunu anlamıyor. Ekşi Sözlük güzel bir isme sahip. Okuyan insan sözlük olduğunu adından anlıyor, hem de ekşi belirli bir kesime ait olan bir isim değil, kısa, akılda kalıcı bir isim.

Yemek Sepeti de aynı şekilde adında yemek geçiyor, insanlar ne olduğunu anlıyor.

WhatsApp da isim olarak çok başarılı.

Bunları üretebilmek lazım en başta.
0
dissendium
(06.10.20)
80/20 kuralı iktisattan
0
fempusay
(06.10.20)
(bkz: network effect) diyecektim ama yazmışsın, bence başka bir sebebi yok...

Pazar yeri daha farklı bir kategoride incelenebilir. Orada alacağın şeyi arıyorsun, ucuza bulma motivasyonun var. Satıcılar da bir şekilde ürün satma umuduyla gelmişlerdir ama hiç girdi olmayan bir sözlük düşün, yazanın da, okuyucunun da oraya girme motivasyonu olmaz çünkü içerik yok.
0
hayirsiz
(06.10.20)
demek ki yeterince para kazanmıyorlar, demek ki pasta o kadar büyük değil. eğer yeterince para kazanıyor olsalardı birisi çıkar bir sürü yere 2534636 tane reklam verir, popülerleşir, pastayı paylaşırdı. demek ki o reklam harcamasına değecek bir pasta yok.
0
nickini degistiren yazar
(07.10.20)
Yemeksepeti de, ekşi de o kadar tekel değil. Getir Yemek gibi bir çok alternatif mevcut, aktif olarak kullanılıyor. Ekşi, trafiğinin büyük kısmını arama motorlarından gelen trafikten aldığından, ekşi kadar eski ve dolu içerikli bir site olsa onu da alt etmek çok zor değil. Tüm örnekleri spesifik olarak incelemek lazım.
0
roket adam
(07.10.20)
(10)

burdur nasıl bir yer?

avianthem
mersin'den taşınılacak. mersin aslında çok seviliyor ama suriyelilerden dolayı artık yaşanamayacak halde malum.burdur'da ise bir iş fırsatı var.gidilir mi?
mersin'den taşınılacak. mersin aslında çok seviliyor ama suriyelilerden dolayı artık yaşanamayacak halde malum.

burdur'da ise bir iş fırsatı var.

gidilir mi?
0
avianthem
(28.09.20)
Yav yok yapma sakın öyle bişey. Antalya olmuyor mu ? Burdurda sıkılırsın daralırsın isyan edersin isyan.

www.youtube.com
0
infernalcadre
(28.09.20)
antalya çok büyük olduğundan o taraflar çok ilgimizi çekmiyor. daha makul bir şehir lazım.

teşekkürler cevap için. (:
0
🌸avianthem
(28.09.20)
eğer küçük yerleri seviyorsanız gidilir. maki bitki örtüsü var, yeşillik falan. halkı da çok yobaz değildir.

not: burdurluyum :)
0
nickini degistiren yazar
(28.09.20)
araba varsa güzel yer. benim öğrenciliğim orada geçti. kışları sert ve soğuk olur. antalya ve mersine benzemez. bol bol burdur şiş yersin. tertemiz havası var. öğrenci şehridir, kışın merkezde cafeler caddeler gençlerle dolu olur. yazın şehir boş ve sakin olur.
0
walter white kilikli
(28.09.20)
O zaman ısparta daha makul değil mi ? ya da denizli çok mu büyük olur ?
0
infernalcadre
(28.09.20)
Burdur için hep güzel şeyler duydum, olur bence.
0
firez
(28.09.20)
Bucak (Burdur ilçesi) Burdur'dan daha büyük :)
Oraya da bir bak.
0
etna
(29.09.20)
@infernalcadre iş teklifi burdur'dan.
0
🌸avianthem
(29.09.20)
Bu şarkı ikna edici olabilir :)

www.youtube.com

Şaka bir yana ben iş için 1 aya yakın kalmıştım, küçük sessiz sakin bir yer, büyükşehir sevdalısı biri değilseniz rahat edersiniz diye düşünüyorum. Yerlisi olsam ben kalırım.
0
koskoca kirpi
(29.09.20)
Antalyalım. Babam Burdurlu. Isparta'da yaşıyorum. Asssslaaa diyorum. Isparta, Burdur ve bu kalibredeki tüm şehirlerden uzak dur. Antalya'ya git. Antalya büyük şehir imkanları sunan ufacık bir şehir. Ufak şehir rahatlığıyla büyük şehir imkanları sunan, daha yaşanılası bir şehir yok.
0
joker hakki
(29.09.20)
(5)

belediye varsa valilik neden var ?

izmirduyuru
valiliğin bunca yetkisi varo halde belediye neden var
valiliğin bunca yetkisi var
o halde belediye neden var
0
izmirduyuru
(06.09.20)
Valilik, devlet kurumlarını düzenliyor. Cumhurbaşkanının şubesi gibi düşün. tc xxx valiliği tapu müdürlüğü gibi düşün.

Belediye doğrudan hizmet getiren bir kurum. Bağlı bir kurum değil. vatandaşın sosyal hayatını filan düzenliyor gibi.
0
infernalcadre
(06.09.20)
Valilik cumhurbaşkanının ildeki temsilcisidir. İllerdeki kamu kurumları valiliğe bağlıdır. Mesela Çankırı İl milli eğitim müdürlüğü valiliğe bağlıdır. Valilik hizmetini doğrudan devlet eliyle yapar ve genel bütçeye tabiidir. Bir sağlık ocağının açılması il sağlık müdürlüğüne dolayısıyla valiliğe bağlıdır.

Belediye ise insanlara doğrudan hizmet sağlayan bir oluşum. Yukarıda da denmiş belediyelerin ayrı kamu tüzel kişiliği var. Yine vatandaşın sosyal hayatını düzenler +1. Su-elektrik iletimi, bazı yol/ulaşım araçları bu yüzden belediyede. Seçimle geldikleri için insanların asıl isteklerini yerine getiren mecra belediyeler.
0
Hallegadola
(06.09.20)
Atanmışlarla seçilmişlerdir aradaki fark. Devlet atar, millet seçer.
0
pass
(06.09.20)
belediye iş yapar. yol yapar, su götürür, elektrik götürür, çöpleri toplar.

valiliğin rolü ise düzenleyici ve denetleyicidir. yani tam anlamıyla devletlik yapar. ruhsat verir, ceza keser. vs.

ayrıca bizde valiler atanır, seçilmezler. bu da merkezi otoriteyi kuvvetlendirir. ama mesela amerika'da öyle değil. orada valileri de o yörenin halkı seçiyor. daha demokratik ama merkezi otorite daha zayıf oluyor.
0
nickini degistiren yazar
(06.09.20)
Yazardım ama üşendim. İnternete idari vesayet yazarsanız nedenini görürsünüz.
0
cloudybloody
(07.09.20)
(5)

Antik kentler

sacrilegious
Bu eskilerin yerleşimleri manzaralı tepelere kurmalarındaki motivasyon neydi çok merak ediyorum. Zor değil midir dağa taşa çıkmak?Teşekkürler.
Bu eskilerin yerleşimleri manzaralı tepelere kurmalarındaki motivasyon neydi çok merak ediyorum. Zor değil midir dağa taşa çıkmak?

Teşekkürler.
0
sacrilegious
(29.07.20)
Antik kent değil ama titus tünelleri de bana aynı şeyi düşündürttü çünkü tepede ve gizlenmiş yapılar. Amaç kendini savunmak, saklamak, korumak. İlk öncelik suya ulaşmak tabi. Daha sonra gıda ve güvenlik diyebiliriz.
0
the coon
(29.07.20)
Cukurda su basar, verimli topraklar genelde tuzlu suyun dibinde degil yamacta olur. Aklima ilk gelen nedenler bunlar, daha bir suru nedeni vardir kesin.
0
cooperr
(29.07.20)
Hakim konumda olmak savunmayı kolaylaştırır.
0
catch the arrow
(29.07.20)
Tepede bulunanlar zaten soylular, aristokratlar, zenginler vs. değil mi? Çiftçilik, denizcilik, balıkçılık yapan yine aşağılarda... Yanlış mı öğrenmişim?
0
pass
(29.07.20)
savunma amaçlı. bilirsiniz ortaçağda derebeyler yüksek kalelerde yaşıyor. o kale fethedilmeden o bölge alınamıyor. elbette ki halk kale dışında yaşıyor. ama sivil halkı öldürmek o bölgeyi fethetmek açısından işe yaramıyor. o yüzden savaşlar çoğunlukla kalelerin alınması şeklinde vuku buluyor. kale alındığı zaman o bölgenin tebası otomatik olarak sana tabi oluyor.
0
nickini degistiren yazar
(29.07.20)
(3)

beyin geliştirme yöntemleri...

maq
... hakkında önerebileceğiniz kitaplar var mıdır? Akıl, mantık yürütme vs. konularında?
... hakkında önerebileceğiniz kitaplar var mıdır? Akıl, mantık yürütme vs. konularında?
0
maq
(25.07.20)
Felsefe ile ilgili kitaplar, Platon'un kitaplarina bakabilirsiniz ozellikle.
0
crown
(25.07.20)
ben fizik çalışıyordum. ilgi duyduğum bir alan. siz de ilgi duyduğunuz bir alana çalışabilirsiniz.
0
nickini degistiren yazar
(25.07.20)
how to create mind
mindset
0
buenosdias
(25.07.20)
(4)

Telefon Önerisi (3500-4000 TL)

izmitcan
Marka fark etmez, alıp kullandığınız beğendiğiniz telefon marka ve modellerini söyler misiniz. Ya da 4500 e de şu var gibi önerilere de açığım. <3
Marka fark etmez, alıp kullandığınız beğendiğiniz telefon marka ve modellerini söyler misiniz. Ya da 4500 e de şu var gibi önerilere de açığım. <3
0
izmitcan
(25.07.20)
ekran boyutu olarak geride kaldı ama 4.900'e iphone SE öneririm. Donanımı iphone 11'e yakın. Uuzun yıllar kullanırsın.
0
himmet dayi
(25.07.20)
Samsung a71 kullanıyorum memnunum
0
paramolacak
(25.07.20)
xiaomi mi note 10 lite.
0
nickini degistiren yazar
(25.07.20)
Samsung Note 10 lite


Veya Samsung S10 lite


Bu iki telefonu da çok uzun süre kullanırsın.
0
ırene adler
(25.07.20)
(5)

son 2 aydır ciddi bir uyku problemim var

fleur du mal
son iki aydır gece 2-3 saatten fazla uyuyamadım. çok uykum olsa da, yorgun olsam da birkaç saatten fazla uyuyamıyorum. uyumaya çalışıyorum, ama saatlerce yatakta debelenince kalkıyorum. sonra gün içinde rastgele bir zamanda tekrar bir iki saat daha uyuyorum. böyle. kahveyi bıraktım olumsuz etkiliyor
son iki aydır gece 2-3 saatten fazla uyuyamadım. çok uykum olsa da, yorgun olsam da birkaç saatten fazla uyuyamıyorum. uyumaya çalışıyorum, ama saatlerce yatakta debelenince kalkıyorum. sonra gün içinde rastgele bir zamanda tekrar bir iki saat daha uyuyorum. böyle. kahveyi bıraktım olumsuz etkiliyordur belki diye, akşamları da sadece ıhlamur içiyorum ama bir etkisi olmuyor.

böyle bir durumda doktora mı gitmeli, gidilecekse de ne doktoruna gitmek gerekiyor? ne yapayım?
0
fleur du mal
(25.07.20)
erenköy ruh ve sinir hast. hastanesinde uyku kliniği ve uyku bölümü var. pandemiden dolayı şu an uyku laboratuarı kapalı ama uzmanlar muayne yapıyor. giderseniz size 200 kusur soruluk bir test yapıp bakacaklar. ona göre uygun bazı ilaç ya da uyku rutini tavsiye edebilirler.
0
orpheus
(25.07.20)
@Orpheus:ankara'da ikamet ediyorum.
0
🌸fleur du mal
(25.07.20)
geçmiş olsun . önce nefes egzersizi ,yoga, stresle baş etme , namaz kılma gibi şeyleri deneyin. hafif psikolojikse zaten bunlarla geçer gider. yoksa doktora gideceksiniz de sadece bu işde uzmanlaşanlara gidip yoksa uyku ilacını basıp yollarlar.
0
x571
(25.07.20)
eksisozluk.com

son birkac yilda antibiyotik kullandiysanize zehirlenmis olabilirsiniz.
0
ehti
(25.07.20)
serotonin eksikliği olabilir. uzun zamandır antidepresan kullandıysanız ve artık kullanmıyorsanız böyle bir etki yapıyor.
0
nickini degistiren yazar
(25.07.20)
(10)

kiraya çıkalı bir yıl oldu, ev sahibini arayayım mı?

nickini degistiren yazar
sb. normal kirayı yatırdım bu ay (13. ay kirası). şimdi ev sahibini arayıp zam yapıp yapmayacağını sorayım mı? yoksa eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmeyeyim mi? eğer ikimiz birbirimizi aramazsak aynı kirayı yatırmaya devam etmem mi gerekir?
sb. normal kirayı yatırdım bu ay (13. ay kirası). şimdi ev sahibini arayıp zam yapıp yapmayacağını sorayım mı? yoksa eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmeyeyim mi? eğer ikimiz birbirimizi aramazsak aynı kirayı yatırmaya devam etmem mi gerekir?
0
nickini degistiren yazar
(24.07.20)
arama
0
müptezel dostoyevski
(24.07.20)
böyle durumlarda gönlünden kopan zam yapılıp zamlı yatırılır.
böylesi daha etik bence.
0
ayaklibalik
(24.07.20)
sözleşmenizde yazan neyse odur. sözleşmeler iki taraf için bağlayıcıdır. malik aramadı diye zam yapmadım olmaz. tefe-tüfeye göre yapın. sözleşme temmuz 2019 ise temmuz 2020 farkı %11.88, haziran 2019 ise haziran 2020 farkı %12.10
0
phonex
(25.07.20)
Durumun varsa gönlünce ensflasyon yap , donanımhaber ölücüsüysen , yapma.
0
docrivers
(25.07.20)
Tam aynı durumdayım, Ağustos da 13. Ay oluyor. Aramadi aramadım
2250 yolluyorum bundan sonra 2450 yollucagim
0
kleider
(25.07.20)
Phonex +1

Sözleşmeyi boşuna mı yapıyorsunuz? Zam yapmalısınız.
0
elorelia
(25.07.20)
Zam yapacaksınız tabiki, fırsattan istifade etmek olmaz. Adam iyi niyetli ki sizin yapacağınızı kabulleniyor demek ki. Benimki de aramadı, ben aradım dedim ben mi yapayım siz mi yapacaksınız zamı. O benim düşündüğümden daha az yaptı:) Dünyayı iyi niyet kurtaracak.
0
va
(25.07.20)
Geçen sene 2 ay sonra aramıştı, bu sene bu ayı zamlı yatırmalıydım ama yatırmadım, gelecek ayınkini zamlı yatıracağım, arayana kadar da bekleyebilirsiniz yada bana kalırsa hesaplayıp bir zam yapabilirsiniz.
0
atom karincanin torunu
(25.07.20)
birkaç ay önce bir duyuru vardı şimdi aramaya üşendim de, şöyleydi;

2-3 sene kirayı mülk sahibi aramadı sormadı diye arttırmadan oturmuş sonra eline avukattan bir tebligat gelmiş; artış oranlarına göre aradaki kira farkları + faiz + bundan emin değilim ama avukat ve dava masrafları vs.

duyurudan gelen cevaplar da phonex'in dediği yönünde, bu şekilde haklı bir talep olabiliyormuş. eldeki kontratta yazdığı için yeni dönem zammı falan.

bu okuduğum duyurudaki durumdan sonra bakış açım 180 derece değişti.

ben olsam bir önceki ayın farkını da açıklamada belirterek o şekilde yatırırdım.
0
jugador
(25.07.20)
kararımı verdim arkadaşlar. 2020 temmuz tüfe artış oranı %11.88'miş. kiram normalde 600tl. bu zam oranını eklediğimde 671tl yapıyor.

kiram temmuz 2019'da başladı. ben temmuz 2020 kiramı 600tl olarak ödedim. ağustos ayında ise hem temmuz 2020 farkını hem de ağustos 2020 farkını birleştirerek 742tl olarak ödeyeceğim. diğer ayları 671tl olarak ödeyeceğim. sanırım en doğrusu bu. zaten sözleşmede de tüfe oranında artış yapılır diyor.
0
🌸nickini degistiren yazar
(25.07.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.